Bilal Erdoğan’ın İtalya’da izini bulup ortaya çıkaran gazeteci İlhan Tanır’dan enfes bir kaçak hikayesi.
İstanbul, Bologna ve Washington kaynaklarına göre Tayyip Erdoğan’ın küçük oğlu Bilal Erdoğan geçtiğimiz ay İtalya’ya yerleşti.
Yanlış okumadınız.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 5 gemiye sahip olduğu iddia edilen, tüm Türkiye’ye yayılmış TÜRGEV vakıflarının lideri ve hatta Türkiye’nin Milli Eğitim poliitkalarında da etkisi olduğu bilinen Bilal Erdoğan, yıllar önce dondurduğu doktorasına bu yaz mevsiminde geri dönmeye karar verdi.
Kaynaklar, Bilal Erdoğan’ın İtalya’ya geri dönüşe 7 Haziran seçimleri sonrası karar verdiğini ifade etti. Yaz mevsiminde doktoraya geri dönmek istediğini okuluna bildirdi. Eylül başlarında geri kabulü aldı.
Sadece kendisi değil, aynı zamanda eşini de Bolonya’ya götüren Bilal Erdoğan, çocuğunun okul işlerini de eylül ayının son haftalarında bitirdi. Bayramdan önce İtalya’da idi. Sonra Kurban Bayramı için İstanbul’a geri döndü.
Geçen hafta itibariyle ise evini tutmuş olmalı.
Bilal Erdoğan’ın Bolonya’da favorisi olan çok sevdiği bazı mahalleler var olduğu biliniyor.
İtalya’da da Korumalarla Yaşıyor
Bilal Erdoğan İtalya’da, İtalyan hükümetinden talep ettiği korumalarla yaşıyor.
Okulun önüne kadar korumalarla geliyor. Sonra korumalar dışarıda arabada bekliyor. Bilal gittiği her yere korumalarla birlikte gidiyor.
Yani vatan toprakları değil, İtalya’da dahi kendini tehdit altında hissediyor demek.
Bilal Erdoğan ABD’nin önemli üniversitelerinden Johns Hopkins SAIS’in Bolonya (Bologna) kampüsündeki programa aslında 2007 yılında doktora öğrencisi olarak başladı.
Yani neredeyse 10 yıl sonra, 2015 yılının sonunda tez yazmaya başlamak üzere tekrar geri okuluna geri gitmeye karar verdi.
Bilal Erdoğan’ın halen ABD’nin Batı yakasında yaşayan eski bir sınıf arkadaşının tahmini onun 2010 yılları başında okulunun yeterlilik sınavını geçtiği yönünde. 2011 de olabilir. Her halükadarda Bilal Erdoğan o yıllarda okulunu, tez çalışmalarının ağırlığı nedeniyle, gerekli derecede devamlılık ve dikkat verememesinden yüzünden donduruyor. Ve Türkiye’ye geri dönüyor.
Bilal Erdoğan’ın eski sınıf arkadaşı doktorasını çoktan cebine koymuş. Kendisine bu şekilde, yani 3-5 yıl doktorasını dondurup, sonra okula geri gelmek normaldir midir diye sorunca, bunun okuldan okula değişebilse de, çok da normal birşey olmadığın aktardı, ‘’bir futbolcunun 6 aylık sakatlanma sürecinden sonra ilk hafta yeniden 90 dakikalık maçlarla lige başlaması’’ gibi birşey yani’’ dedi.
Okul ve akademik hayattan bunca yıl uzak kaldıktan sonra geri dönüp, doktora tezinde ele aldığı derin konunun daha önce keşfedilmemiş orijinal bir özelliğini bularak, o büyük soruya yepyeni bir bakış açısı kazandırma yaratıcılığını ortaya çıkarması gerekecek.
5 tankerlik gemi filosu, TÜRGEV’in devasa işleri, Türkiye’nin Mill Eğitim, İmam Hatip okulları politikaları ve başka hangi büyük işinin peşinde koşuyorsa, onların üstüne bir de doktora okumaları yapacak.
Bütün bunlar babalık ile birlikte gidecek ki hiç şüphesiz bu ciddi bir azim, konsantre ve şevk gerektiriyor.
Bilal Erdoğan bütün bunlara 30lı yıllarının sonlarına doğru, babası cumhurbaşkanı ve ülkenin en kudretli adamı iken yapmaya karar veriyor.
Bilal Erdoğan, Bolonya’da yaşayan bir kaynağa göre doktora tezi “Avrupali Müslümanlar’’ ı değiştirerek, ‘’ekonomik kalkınma’’ ve ‘’bölgesellik’’ konusuna yönelmeye karar verdi.
SAIS’in Bolonya’daki fakültesinin öğrenci işleri şefi olan Bernadette O’Toole ise Bilal Erdoğan ile ilgili sorularıma ‘özel hayat’ referansı ile yorum yapmadı. Cumhuriyet’in İtalya’daki muhabirlerinden Övgü Pınar ise bizzat Bilal Erdoğan’ın doktora danışmanlığını yapan Erik Jones ile pazartesi günü görüştü. Jones Bilal’in danışmanı olduğunu kabul etti. Jones, Pınar’a şunları şunları söyledi: Bilal Erdoğan ‘’ ilk kayıt oldugunda başdanışmanı Profesör David P. Caleo idi, çünkü David P. Caleo Avrupa Çalışmaları Programı direktörüydü. Şimdi ise programın yönetimini ben devraldım ve bu yüzden baş danışman benim, çünkü danışmanlık görevi bu şekilde belirleniyor.”
Bilal Erdoğan’ın ülke değiştirmesi haber mi?
Görüşlerine başvurduğum bir başka kaynak ise, Bilal Erdoğan’ın doktoraya geri dönüşünün çok da büyütülmemesi gerektiğini ifade etti.
Başka bazıları da bu konunun haber değeri olmadığını ileri sürdü.
İlk bakışta, Harvard’dan master’ı olan, cumhurbaşkanı oğlunu hangi okul etmez diyor insan.
Ama zaten ve öncelikle, dünyanın her yerinde bir cumhurbaşkanı oğlunun başka bir ülkeye doktoraya gitmesi haberdir.
Bu gelişme bizzat aile veya Bilal Erdoğan’ın kendisi tarafından resmi olarak ilan edilmemiş olması ise bu haberi ilginçleştirmeye yetmektedir.
Bilal Erdoğan kamuya malolmuş birisidir.
Kendisinin bir ülke değiştirmesi de başlı başına haberdir. Hatta bu şekilde yaşamak için değil, tatile bir başka ülkeye gitmesi de bir haberdir.
7 Haziran sonrası
Belki de bu gelişmenin en önemli detayı, bu kararın 7 Haziran seçimleri sonrası alınması olmuştur. Kaynağıma göre bu zaman özellikle manidardır.
Böyle bir haberi neden Bilal Erdoğan’ın kendisi açıklamaz? Duyulmayacağını mı sanır? Kendisinin ülke değiştirmesini çok mu önemsiz görür? Benim aklım almıyor ve bu soruların cevabını ben bilemiyorum.
Bilal Erdoğan’ın ayrıca 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarında şüpheli sıfatıyla savcı tarafından çağrılmış olması var bir de. Hatırlanırsa gidip, geçte de olsa ifadesini de vermişti.
Tapeler zaten herkesin malumu.
Lideri olduğu TURGEV’in para kaynaklarını açıklamayamış bir kişi ayrıca.
Hatırlanacağı üzere, Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’in CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na açtığı 100 bin liralık tazminat davası, Kılıçdaroğlu’nun avukatlarının vakfa yapılan bağışların açıklanmasını istemesiyle, deliller toplanmadan ve tanıklar dinlenmeden sona ermişti.
Tam filmlik bir durum. Şener Şen’in repliği ile daha da komedi olur.
Dava, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Kılıçdaroğlu’nun “Cumhurbaşkanının devletten ihale alırken rüşveti götürüp, ‘TÜRGEV’e yatıracaksınız’ dememesi lazım’’ sözleri üzerine, TÜRGEV’in şikayeti ile açılmıştı.
Davadan vazgeçen Bilal Erdoğan’ın TÜRGEV’inden yola çıkarsak, şimdi Kılıçdaroğlu’nun “Cumhurbaşkanının devletten ihale alırken rüşveti götürüp, ‘TÜRGEV’e yatıracaksınız’ dememesi lazım’’ sözünü söylemek ve yazmak meşru.
Bababasının 40 bin civarında hakimi, savcıyı, güvenlik görevlilerini hallaç pamuğu gibi attığı, dört bakanın kellesini götüren, ülkeyi iki yıldır sallayan 17-25 Aralık yolsuzluk dosyasının şüphelilerinden birini Johns Hopkins programa tekrar geri kabul etmiş.
Şimdiye kadar Johns Hopkins okulundan kimseyi konuyla ilgili konuşturmak mümkün olmadı. ABD’nin önde gelen, her konuda uzman ve devlet adamı çıkaran SAIS’in bu konuda ne diyeceğini halen merak ediyoruz.
Ortalama bir hukuk ülkesinde yaşanamayacak şekilde ve şartlarda bütün bu yolsuzluk dosyalarının kapatıldığını herkes biliyor çünkü.
Hukukun üstün olduğu herhangi bir ülkede, bu iddialar karşısında hiçbir iktidarın kalamayacağını aklı başında herkesin bildiği gibi.
İLHAN TANIR / HABERDAR