Dün öğleden sonra yaşanan Dağlıca saldırısı haberi akşam saatlerinde medyada ses buldu. Haberin bu kadar geç ortaya çıkması ayrı bir soru işareti ama evlatlarımız can pazarında canından oldu. Rakamların açıklanılmaması sonucu şehit ve yaralıların sayısı hala meçhul.

‘’Bir ülkedeki mutluluk ve refahı kadınlarının yüzlerinden okunabilir’’

Bu cümle başbakanımızın W20 zirvesinde kullandığı cümlesi.. O zaman artık kadınlarımız ağlayan, hüzünlü ve korkulu yüzü ile ülke olarak mutluluk ve refah düzeyimizi net şekilde ortaya koyacaktır. Bundan sonra öyle detaylı izahlara da gerek yok.

Ülkemizde mülteciler ölüyor ve çocukların cansız vücudu kıyıya vuruyor. Yolda yürüyen sıradan bir vatandaş, asker ve polis de ölüyor. Herkes risk taşıyor. Her an ölümle burun buruna yaşayan bir ülke olma adayı olarak herkes gibi tedirginim.

Hangi ananın siyasi hesaplarda kıymeti olmuş ki, ‘’analar ağlamasın’’ sözüne kandık? Şu bir gerçek ki, yaşanacak daha çok zor günlerimiz var ve analar daha çok ağlayacak. Herkese birlik ve kardeşlik bilinci, sakinlik ve sabır temennisindeyim. Provakatör oyunlara gelmemek bu zor günler için geçerli.. böyle durumlarda öfke patlamaları olur. Demokratik tepki verilebilir ama hiçbir zaman bu saldırganlık olmamalı!

Yasımız var ve bu yas galiba uzun sürecek. Artık sözün bittiği yer!

Her defasında bu cümleyi kullanmak mecburiyetinde olduğuma üzgünüm:

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum.

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...