Türkiye’de 1 Kasım’da yapılacak olan erken genel seçimler için yurtdışında yaşayan Türklerin oy verme işlemleri devam ediyor.
Avrupa’da yaşayan Türkler 7 Haziran seçimlerine %33 oranında katılım gösterirken, 1 Kasım seçimleri için bu oranda bir düşüş olduğu düşünülüyor.
Türkiye’de özellikle seçimler öncesinde yaşanan siyasi sürtüşmeler, toplum arasındaki kutuplaşmalar, kırıcı ve aşağılayıcı dialoglar Avrupa’da yaşayan Türkler arasında da farklı değil. İş yerlerinde, alış verişlerde, derneklerde, camilerde, kahvelerde, hatta akraba, arkadaş, eş dost ilişkilerinde soğuk rüzgarların estiğini söylemek mümkün.
İnsanların birleştirici mekanı olarak vazife görmesi gereken camiler dahi bu kutuplaştırmaya zemin oluşturuyor.
Avrupa Diyanet’e bağlı olan camilerde AKP propagandası seçimlere 10 gün kala daha da açık bir şekilde yapılıyor. Özellikle cuma namazındaki vaazlarda, hutbelerinde, cami lokallerinde alenen AKP ve Tayyip Erdoğan propagandası yapılmakta.
İnsanları birleştirici ve dini mekan olarak görülen camilerde AKP’nin siyasi propaganda merkezi ve AKP seçim bürosu olarak kullanılmasına Avrupa’da defaatle şahit oluyoruz.
Bu uygulamalardan rahatsız olan insanlar diyanet vakfılarına defalarca uyarılarda bulundu. Fakat din hizmetleri müşavirleri ve vakıf müdürleri bu uygulamalara göz yumuyor ve yapılan bütün uyarılara kulaklarını tıkıyor.
Bir çok Diyanet camileri  konsolosluklarda oy kullanabilmek için vatandaşlara “ücretsiz servis” tahsis ederken sadece akp seçmenleri bu otobüslere alınıyor. (Ücretsiz servis: Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarından toplanan ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin örtülü ödeneğinden gelen paralarla!)
Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarının paraları ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin örtülü ödeneği ile AKP için otobüsler ayarlayan cami imamlarının ve cami dernekleri yöneticilerinin görevlerini tarafsızlık içinde yapmamaları tepkiye yol açıyor.
Peki Avrupa’da yasayan Türk seçmenler 1 Kasım seçimlerinden ne bekliyor?
Düşünme kabiliyetini yitirmemiş, at gözlüğü ile bakmayan, partizan tavırlara girmeyen seçmenler bir önceki seçimlerden farklı bir sonuç çıkacağını düşünmüyor.
Hatta bu seçimleri Türkiye gelişimi adına zaman, ülke adına itibar, ekonomik olarak da büyük kayıp ve zarar olarak görüyor. Seçimden sonra bir an evvel bir koalisyonun kurulmasını arzuluyor.
Fakat Akp seçmeninde bu bakış açısı ve beklentiler garipsenecek sekilde farklı.
7 Haziran seçimlerinde AKP’ye %55 civarında oy veren akp kitlesi önceki seçimlerde yaşanan hezimetin üzerine adeta format çekmiş gibi.
7 Haziran secimlerinde AKP icin 400 milletvekili ve erdogan icin başkanlık sonucunu beklerken, AKPnin 13 yıllık iktidarı kaybetmesinden sonra geçirdikleri ağır travmayı/şoku hiç yaşanmamış gibi yine AKP’nin mutlak iktidar olacağı öngörüsü(zlüğü)nü taşıyor.
Anlaşılan o ki bana da aynen 7 Haziran seçimleri sonrasındaki gibi AKP’lilerin yaşadıkları hezimeti, günlerce sokağa çıkamamaları, anti-depresan kullanımındaki artışları tekrar yazmak düşecek…
Not: AKP’lilerin 7 Hazirandaki hezimet senaryosunu merak edenler bu linkten okuyabilir: http://yeniyon.tv/secimler-avrupada-nasil-izlendi/
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...