Her şeyi bir kenara bırakalım… 17-25’i tutuklanan polisleri, görevden alınan savcıları, Reza’nın önüne yatan bakanları, darbe iddialarını ama Amerika’da Türk pasaportlu bir işadamı tutuklanıyor.

Sosyal medya ve avuç içi kadar bir medya grubu olmasa ruhumuz dahi duymayacak!.

Birilerinin tutuştuğu o kadar açık ve net ki. Bir tanesinin ağzını bıçak açmıyor. Hele uçan kuşa karışan vatandaşların gıkları çıkmıyor.

Amerika’da 75 yıl cezası istenen bir adama bizimkiler bir de ödül vermiş ve hayırsever demişlerdi.

Adalete o kadar susamış, hasret kalmışız ki, Reza’yı tutuklayan savcı Preet Bharara adeta milli kahramanımız oldu! Adamın tutuklamadan önceki 5 bin takipçili twitter hesabı, saatler içinde 100 bine dayandı. Adam da şaşırmıştır bu duruma eminim, gerçi Türkiye’de bir savcı olup da bu tutuklamayı yapmış olsaydı, paralel ilan edilmekle kalmaz (ki edildi!) üstüne bir de açığa alınır, hatta hapse bile girebilirdi. Tabii nereden bilsin adam bu durumu, sonuçta Amerika’da hukuk var, bizdeki gibi guguk değil.

Tabii her zamanki gibi havuz gazeteleri üstelik fotoşopla adamı paralel ilan ettiler, sonra tepkiler üzerine haberi sildiler. Trol ve troliçeler yine her zamanki gibi, Reza’yı savunmaya başladılar, tıpkı tecavüzcüleri ve hırsızları savundukları gibi hem de. Ülke o kadar kokuşmuş bir durumda ki, yalan, iftira, tehdit, ahlaksızlık öyle had safhada ki artık! Aklı ve mantığı saçmalatan bir durum söz konusu! Ortalık pislikten, yalakalıktan, ,ahlaksızlıktan, alçaklıktan geçilmez durumda. Allahtan Müslümanlar ha, yoksa nasıl olurlardı onu düşünemiyorum bile!

Profesörü çıkar, cahilliği över, Aile Bakanı çıkar büyütülecek bir şey yok der gibi, “Bir kere tecavüz olması, karalamayı gerektirmez!’ der. Yandaşı çıkar, “Belçika’da da yayın yasağı geldi!” der. (Ki yok öyle bir şey!)

Burası nasıl bir ülke oldu arkadaş, şaka mısınız siz? Kafayı mı yediniz? Ciddi soruyorum!

Eskiden bir Dallas dizisi vardı, bilenler bilir, kimin eli kimin cebinde, entrika gırlaydı. Vallahi Dallas’ı geçtik yahu. Midemiz kaldırmıyor artık bu kokuşmayı, üstelik her geçen gün daha da pis kokuyor! Reza da Reza! Ne Reza’ymış be arkadaş, bu ne korumacılık? Ananızı babanızı böyle koruyup savunmazsınız yahu!

Nasıl bir açığınız varsa artık, vallahi merak ettim! Bu kadar seviyosun bu Reza’yı madem, “Allah Reza’nızı versin o zaman!” ne diyelim?

TECAVÜZÜ KINAYANLARI KINAYANLAR

Sosyal medyada “stop rape in Turkey” (çocuk tecavüzünü durdurun!) Hastagıyla açılan kampanyaya yüz binlerce tweet atıldı.

Tecavüzcü koruyucuları başladılar, vay efendim ülkemizi rezil ediyorsunuz! Vay efendim siz ne biçim insanlarsınız?

Yahu ülke zaten rezil durumda, sen farkında değilsin. Resmen tecavüz halının altına süpürülmeye çalışılırken, ne yapacaktı millet? Senin gibi seyredip, bir de savunacak mıydı tecavüzü?

Bir gün de hakkın ve doğrunun yanında olun be kardeşim! İktidar yalakalığı yapacaksın diye de 45 çocuğa tecavüzü mazur göremezsin!

Evet, Ensar vakfı sonuna kadar bu olaydan sorumludur; çünkü bu olay onların çatısı altında gerçekleşti kardeşim! Bunlar bizim çocuklarımız da olabilirdi, bir de öyle baksan, ama nerdeee?..

Kaynak: Atilla Taş -Meydan Gazetesi

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...