Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski danışmanı Muhammet Taha Gergerlioğlu ve ekibinden Almanya’da yaşayan iki Türk vatandaşı Ahmet Duran Y. ve Göksel G. 17 Aralık 2014 tarihinde “MİT adına casusluk yapmak, Türk vatandaşları ve Alman vatandaşı Türkleri ve kurumları fişleyip MİT’e aktarmak” gerekçesiyle Almanya’da tutuklandı.

Gergerlioğlu, tutuklanmadan önce Başbakan Ahmet Davutoğlu’na baglı bir komisyonda çalışıyordu. Gergerlioğlu ayrıca devlete bağlı Halk Bankası’nın da yönetim kurulu üyesiydi.
Söz konusu üç kişinin, Almanya’daki Türk vatandaşları ve Türk derneklerinin mali kaynaklarını araştırma gerekçesi ile Türkiye tarafından görevlendirildiği ve bahsi geçen kişilerin resmi olarak onaylanmasa da UETD çevresinden olduğu biliniyor.
Almanya’da duyulan bu olay sadece medyaya yansımış olanı. UETD’nin ismi geçtiği bu ve benzeri olayların şu an Avrupa’nın değişik ülkelerinde görüldüğü ve ilgili ülkeler tarafından araştırma ve takip aşamasında olduğu gelen duyumlar arasında.
Casusluk ve fişleme nasıl yapılıyor?
– Avrupa’da Türk dernekleri AKP yanlısı olan ve olmayan olarak ayrılıyor.
– AKP’ye muhalif gördükleri dernekler ve işadamları tek tek fişleniyor.
– Cemaat’e yakın duran işadamları, dernekler, vatandaşlar listeleniyor.
– AKP’ye muhalif gördükleri kesimler ötekileştiriliyor, esnaflara ambargo uygulanıyor.
– Türk kökenli siyasiler de bu faaliyetler içine çekiliyor ve kullanılıyor.
Bugün anonim kalmayı tercih eden, fakat gerektiğinde ilgili makamlara ifade vermeye hazır oldugunu belirten Avrupa’da esnaflık yapan bir Türk vatandaşın anlattıkları Avrupa’da mütemadiyen görünen hadiselerden sadece bir tanesi:
“Avrupa’da esnaflık yapıyorum. Ekmeğimi helal yollardan kazanmak icin çalışıyorum. Bulunduğum bölgede çevrem tarafından cemaat okullarına sahip çıkan, gönüllü biri olarak tanınıyorum. Bölgemizde yakinen tanıdığım UETD’de görevli iki şahıs yanıma gelip, ellerinde Ankara’dan gelen resmi bir talimat doğrultusunda hareket ettiklerini belirtip, cemaat’e yakınlığım konusunda dikkat etmemi tembihlediler. Açıkça ‘listeleme’ yaptıklarını ve beni ‘yakınlıklarından’ dolayı listeye almayacaklarını söylediler.”
 
Türkiye’de bugünün muktedirlerin işledikleri hukuksuzluklardaki rahatlıklardan esinlenmiş olmalılar ki Avrupa’da fişleme ve casusluk olaylarını sıklıkla duymak mümkün.
Yurtdışında Türk vatandaşlarını fişleyen, casusluk yapıp onlar ile alakalı özel bilgileri Ankara’ya ileten, listeler halinde masum insanlara ‘örgüt üyesi’ iftirası atıp ajanlık oynadığını zanneden bu kişiler unutmamalıdır ki Avrupa Türkiye’ye benzemez. Avrupa’da, yavaş da olsa hukuk işler, yargısız infaz yapanlar cezalarını çekerler.
İnsanları fişlemeye ısrar edenler, insanlara karşı casusluk ve ajanlık faaliyetinde bulunanlar er ya da geç, ama muhakkak bir gün bütün bu hukuksuzluğun hesabını ağır bir şekilde öderler. 
Ve unutmamalılar ki, o gün Ankara yanlarında olmayacak…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...