Şanlıurfa Ceylanpınar’da 2 polisin şehit edildiği eylemle ilgili Fırat Haber Ajansı “Apocu Fedai Timi Suruç katliamına misilleme olarak bugün sabah 06.00 sularında Ceylanpınar’da DAİŞ çeteleriyle işbirliği içerisinde olan 2 polise karşı bir cezalandırma eylemi gerçekleştirmiştir” seklinde bir haber yaptı.

Güneydoğu’daki PKK’nın son durumunu polisin durumunu bir güzenlik uzmanına sordum. Yaptığı değerlendirmeleri aşağıda özetliyorum.

Türk medyasında yer almadı ama bu açıklamadaki “fedai timi” vurgusu önemli bir kavram. Zira bu tam anlamıyla çözüm sürecinin bir ürünü. Süreçte Öcalan’ın -MİT’in Kandil’e götürdüğü mektuplardaki- talimatlarıyla PKK YDGH yapılanması adı altında yapılanma kurdu. Özünde PKK’nın gençlik yapılanması olarak bilinen bu yapılanmalar çözüm sürecinde “timler” şeklinde yapılandı. AKP barış türküleriyle Türk halkını uyuturken PKK kurduğu timlere kırsal alanda eğitim verip tekrar şehre gönderildi.

Hatırlayın, daha önce de Diyarbakır’da şehit edilen 2 polis ve pazarda alış veriş yaparken şehit edilen astsubaya yönelik eylemler de YDGH yapılanması içerisindeki timler tarafından gerçekleştirilmişti. O iki polise de Astsubay’a da Ceylanpınar’daki polislere de yapılan saldırı tarzı aynı.

Bu şu anlama geliyor, PKK’nın timleri son derece profesyonel, son derece eğitimli, ve daha önemlisi son derece sağlam bir istihbarata dayanarak eylem yapıyor. PKK’nın istihbaratı o kadar gelişmiş ki, İstanbul’da Adana’da IŞİD militanı diye bulup öldürdükleri insanların en azından IŞİD’e sempatisi olduğu ortaya çıkıyor.

Peki PKK bu istihbaratı nereden alıyor? İşte burada da Çözüm sürecinin çok ama çok büyük katkısı var. YDGH bünyesinde oluşturulan bu timler özellikle son süreçte bölgedeki polis, asker, hakim ve savcılara yönelik keşif çalışmalarını yoğunlaştırmıştı. Kamu görevlilerin günlük rutinleriyle ilgili her türlü yöntemle detaylı bilgiler topluyorlardı. Bilgi toplarken apartman görevlileri, çevredeki esnaf,  komşular vb kişilerden bilgi de aldıkları biliniyor. Bu şekilde yüzlerce kamu görevlisi hakkında bilgi toplandığı kaydediliyor. Ancak bunlarla ilgili somut tedbirler henüz alınmış değil.

Sizin anlayacağınız, PKK bölgede görev yapan tüm memurları sadece fişlemekle yetinmemiş, günlük rutinlerini de biliyor…

Somut tedbirleri geçtim, polis o kadar yetersiz ki o bölgede görev yapan kamu görevlilerinin canları Allah’a ve PKK’nın insafına kalmış. Düşünün Milyonluk bir şehir olan Urfa’nın güvenliğinden sorumlu Urfan Eminiyet Müdürü şehrinde Plaka Tanıma Sistemi olup olmadığından habersiz. Paralel saçmalığı yüzüdünden istihbarat birimleri boşaltılmış durumda.

YDGH yaklaşık 2 yılı aşkın rahat bir şekilde bölgede geniş bir istihbarata ağı kurup eylem için altyapı oluştururken çözüm süreci denilerek PKK’nın büyüyüp palazlanması sağlandı ve PKK’nın şehir yapılanmasına da istihbarat ağına da hiçbir ciddi operasyon yapılmadı. İstihbarat ve TEM Şubelerinde YDGH’a yönelik ciddi bir dosya açılmadı.

Bunun yerine istihbarat aldığı bilgileri teyit etmeden, kendini sağlama almak için yazıya döküp teşkilatın diğer birimlerine dağıtım yapmakla yetiniyor. İstihbarat ve terörle mücadeledeki uzman eksikliği ve rehavet diğer polis birimlerine yüklenerek işin içinden sıyrılmaya çalışılıyor. Olayları önleme ve eylemlerin kaynağı olan PKK yapılanmalarına yönelik halen ciddi bir plan yok. Tam bir kriz ve zafiyet havası var.

Bu şartlar altında Türkiye savaşa girerse, veya bölgede bir çatışma hali olursa Türkiye Güneydoğu’yu kaybeder….