Gazeteci Mustafa Hoş Ensar Vakfı’nda yaşanan cinsel istismar olayını en başından beri takip ediyor. Konuyla ilgili birçok önemli habere imza atan Hoş, Çığlık adlı kitabıyla tüm gerçekleri ortaya seriyor.

Kitap hakkında görüştüğümüz Hoş’un en büyük isteği, Karaman’ın gündemden düşmemesi ve çocukların unutulmaması.

DÖRT İSİM ÖNE ÇIKIYOR…

Ensar Vakfı’nda yaşananlar “görünen” yüzüyle kamuoyunda önemli bir yer tuttu. Bu kitap bunu bir adım ötesine taşımayı amaçlıyor diye düşünüyoruz. Doğrudan kitapla başlayalım isterseniz. Kitapta cinsel istismardan tutuklanan Muharrem Büyüktürk’le ilişkisi olan dört kişinin adı sık sık geçiyor. Bunlar arasında en çok dikkatimi çeken Ayhan Yılmaz’la olan ilişkisi ve Büyüktürk’ün Ayhan Yılmaz’a yazdığı şiir. Adı geçen bu kişilerin vaka ile bağı nedir?

Karaman yarım bırakılmış alelacele bitirilmiş ve hala sonuçlanmamış bir davadır. Muharrem Büyüktürk’ün geçmiş ilişkileri sorgulanıp araştırılmadı. Ensar ve KAİMDER ilişkileri yok sayıldı. Kitapta 4 isim öne çıkıyor. Bu isimler KAİMDER’in eski başkanı Tevfik Baran,  İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, Muharrem Büyüktürk’ün rehber öğretmen olarak görev yaptığı Atatürk İlköğretim Gazi Mustafa Kemal İlkokulu Müdürü Ayhan Yılmaz ve Karaman Milletvekili Recep Şeker.

KAİMDER eski Başkanı Tevfik Baran poliste verdiği ifadede öğrencilerin kaldığı yurdun KAİMDER yurdu olduğunu itiraf etti ama bunu mahkemede yalanladı. Tevfik Baran, Muharrem Büyüktürk’ün son evliliğine de aracılık yapan isim aynı zamanda da Ensar Vakfı’ndan KAİMDER’e transfer eden kişi. Kendisi de daha önce Ensar Vakfı Karaman Şube’de Muharrem Büyüktürk ile birlikte çalıştı. Halen Karaman’da imamlık yapıyor. Tecavüzcü Muharrem Büyüktürk ile ilişkisi ve öğrenci yurtlarına neden gidip geldiği araştırılmadı.

İl Milli eğitim Müdürü Asım Sultanoğ’lu kaçak olan Ensar ve KAİMDER yurtlarının bütün etkinliklerine katılıyor.  Buna rağmen mahkemeye yalan beyanda bulundu ve “ilimizde Ensar ve KAİMDER’e ait yurt yoktur” dedi. Ayrıca öğrenci yurdunda Muharrem Büyüktürk ile tecavüz edilen çocuklarla yanyana pozlar vermiş bir kişi. Halen görevde. Anında görevden alınıp yargılanması gerekiyor ama birileri onu koruyor.

Okul müdürü Ayhan Yılmaz ile Muharrem Büyüktürk ilişkisi de bir başka muamma. Muharrem Büyüktürk kendisine şiir yazacak kadar yakın. Ayhan Yılmaz tecavüzün gerçekleştiği öğrenci yurtlarına girip çıkıyor. Hatta Muharrem Büyüktürk köye gittiğinde orada ziyaret edecek kadar yakın. Muharrem Büyüktürk ceza aldıktan sonra görevden alındı. Ama görevden alma bir ihale yolsuzluğu ile ilgili. Ayhan Yılmaz Muharrem Büyüktürk ilişkisi kesinlikle sorgulanmalı ve araştırılmalı. Çünkü onun müdür, Büyüktürk’ün öğretmen olduğu okulda geçmişe dönük bir araştırma yapılmadı. Bu okulda okuyan çocukların durumu da belirsiz.

Diğer isim de AKP Karaman Milletvekili Recep Şeker. Tecavüz rezaleti ortaya çıktıktan sonra hiç konuşmadı. Ortalıkta görünmedi. Kendisi KAİMDER’in eski yöneticisi olduğu halde. Köyde Muharrem Büyüktürk’ü ziyaret edecek kadar yakın ama hiç konuşmadı. Twitterdan sorduğum sorulara yanıt vermedi. Muharrem Büyüktürk ile ilişkisi ve geçmişi mutlaka araştırılmalı.

 

‘ÖLÜM TEHDİTLERİ ALIYORUM’

Ensar Vakası’nın soruşturulması dört bir koldan engellenmeye çalışıldı, siz de tehditler aldığınızı, henüz haber yapım sürecinde engellendiğinizi kitapta yazmışsınız. Kitabın yazım sürecinde ne gibi engellemelerle karşı karşıya kaldınız? 

Karaman’da rezalet ortaya çıktıktan sonra yapılan en önemli şey üstünü kapatmak üzerine kuruldu. Neden böyle bir olay oldu diye değil neden üstünü örtmediniz öfkesi vardı. Vali bile neden üstünü örtmedin diye merkeze alındı. Karaman’ın üstünü açan herkese de düşman oldular. Ölüm tehditleri dahil sürekli tehdit, küfür ve baskı görüyorum. Ben bunlara bakıp vazgeçmem. O ailelerin ve çocukların yaşadıklarına bakınca da kendi yaşadıklarımdan bahsetmek ayıp olur. Bu ülkenin aydınlık ve vicdanlı insanları Karaman’daki çığlığı duyup sahip çıksınlar başka bir şeyin önemi yok.

‘GÜLEN’E ALTERNATİF AKP NESLİ’

Kitabın bir bölümünü Ensar Vakfı ile bağı olan insanların çocuklara yönelik işledikleri istismar suçlarını incelemeye ayırmışsınız. Yaşanan tüm olayların üstünün kapatılmaya çalışıldığı da açık biçimde ortada. Burada AKP- Ensar ilişkisininin etkisinden söz edebilir miyiz?

Ensar Vakfı, Tayyip Erdoğan’ın “Dindar Nesil” dediği, aslında Gülen Cemaati’nin “altın nesli”ne karşı “AKP Nesli” yetiştirmek için projelendirilen alternatif eğitim kurumudur.  Gülenciler’in altın neslini 15 Temmuz’da gördük. AKP’nin alternatif eğitimini de Ensar ve KAİMDER’de gördük. Çocuklar bir karanlığın elinden diğer karanlığa yuvarlanıyor. Asıl tehlike budur. Onlarca Ensar bağlantılı isimlerin yaptığı iğrençlikler var. Ve hepsinde ilk refleks üstünü örtmek üzerine kurulu. Bu kötülükler buralarda yuvalanabiliyor çünkü imtiyazlılar ve denetimsizler. Aynı zamanda da bir ağ gibi örülü, rant şebekesi gibi çalışıyorlar. Ensar Vakfı’nın gelir giderleri denetlenmiyor. Vergiden muaflar ve devletin olanakları olabildiğince buralara aktarılıyor. Ve bu yüzden arka odaları gibi Ensar’ı koruyorlar.  Ensar onlar için tüm çocuklardan değerli. Bu çok can yakıcı.

PAYI OLAN HERKES YARGILANMALI

Şimdi yapılması gereken Ensar ve KAiMDER’in yargılanması. İl Milli Eğitim müdürü görevden alınıp yargılanmalı ve diğerleri de. Sahip çıkarsak, Karaman’daki Çığlığa kulaklarımızı kapamazsak bu olacak. Çünkü şikayetçi olan aileler var. Artık kaçamazlar. O yüzden Karaman’ın gündemden düşüp unutturulmak istenmesine izin vermemeliyiz. Bu bizim vicdan borcumuzdur.

HABERSOL