Yüreğimin yarısı içeride kaldıİran ajanları ve muta nikahı üzerine yazdığı 6 köşe yazısı nedeniyle 9 aydır Silivri Cezaevinde hücrede tutulan Gazeteci Gültekin Avcı önceki gün serbest bırakıldı. “Esaretten özgürlüğe çıktığımı söyleyemem” diyen Avcı, hapisteki diğer meslektaşlarını kastederek, “Yüreğimin yarısı içeride kaldı” ifadelerini kullandı Haber tarihi: 11 Haziran 2016 Cumartesi 02:02:59Yüreğimin yarısı içeride kaldı0000
Eski Cumhuriyet Savcısı ve Gazeteci Gültekin Avcı, Eylül 2015’te İzmir’de 4 yaşındaki oğlu Asaf Sencer’le cuma namazına giderken gözaltına alındı. İran ajanları ve muta nikahı hakkındaki 6 köşe yazısı gerekçe gösterilerek ‘terör örgütü yöneticiliği’ ve ‘darbeye teşebbüs’le suçlanan Avcı, 9 ay tutuklu kaldı.

BÜLENT CEYHAN – BİLAL ŞAHİN – ÖZGÜR DÜŞÜNCE GAZETESİ

SUÇ VASFI DEĞİŞEBİLİR

Avcı, terör örgütü Selam Tevhid-Kudüs Ordusu’na yönelik soruşturma yürüttüğü için tutuklanan uzman polislerle yargılandığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada hakime, “Allah’tan korkun, adil olun Reis Bey” diye haykırdı. Mahkeme heyeti, duruşma sonunda tutuklu polis memurları Muhammed Yasin Akyar ve Sinan Karataş ile birlikte Gültekin Avcı’nın tahliyesine karar verdi. Kararda ‘suç vasfının değişmesi ihtimalini’ gerekçe gösterdi.

Emniyet eski müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 19 şüphelinin ise tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Daha önce tahliye edilen emniyet müdürü Serdar Bayraktutan hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

TÜRKİYE ÖZGÜR DEĞİL

Gültekin Avcı ve polisler gece yarısı Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi. Avcı kendisini karşılayanlara teşekkür ederken, “Esaretten özgürlüğe çıktığımı söyleyemem. Türkiye özgür bir ülke değil. Yüreğimin yarısı içeride kaldı” ifadelerini kullandı. Suçsuz yere cezaevinde kaldığını vurgulayan Avcı, “Hidayet Karaca suç unsuru olmayan bir yayından dolayı tutuklu. Mehmet Baransu sadece gazetecilik faaliyetinden dolayı 15 aydır içeride. Çıktım diye sevinmiyorum” dedi.

VESAYETE İLK BAŞ KALDIRAN SAVCI OLDUM

Despotizmin çığlıklarının kesildiği, demokrasinin soluklarının hissedildiği bir ülkeye yelken açacağımızı umuyorum” diye konuşan Avcı, dayanışma konusunda Türk basınının kötü bir sınav verdiğini ifade etti. Avcı, “Gazeteciler ayrım yapmadan dayanışma içinde olmalı. Despotizm bu ayrımcılığın üzerinde yükselir. Türk basını iyi bir sınav vermedi.

İTTİFAK İÇİNDE OLMAMIZ LAZIM

Türkiye’nin demokrasiye özgürlüğe layık olduğu günleri ümit etmek istiyorum. Özgürlük ve demokrasi bir yandan da liyakat ister. Bunun için mücadele etmek gerekiyor. Türk basını özgürlüğe layık mı? Ne kadar eşitlikçi? Bunun için bedel mi ödemek gerekiyor, ölmek mi gerekiyor? Birtakım şeyleri göze alacaksınız. Gazetecilik kutsaldır. Gazeteciler farklı sosyal veya siyasal gruplara yakın olabilirler. Temel kaideler üzerinden bir ittifak bir dayanışma olması lazım” şeklinde konuştu.

UMUT NÖBETİ NE OLDU?

Meslektaşlarına “Umut Nöbeti ne oldu?” diye soran Gültekin Avcı, “Nöbet, Can Dündar çıktıktan sonra bitti. Biz insan değil miyiz? Biz gazeteci değil miyiz? Bizi bırakın gazeteciliği insan yerine koymuyorlar. Ben 6 köşe yazısından dolayı 9 ayımı kaybettim. Sebep olanlara hakkımı helal etmiyorum” dedi. Haksızlığa, hırsızlığa, askeri vesayete ilk baş kaldıran savcı olduğunu vurgulayan Gültekin Avcı iki kez silahlı saldırıya uğradığını anlattı. Avcı, “Kızımın peşinde terörist yakaladım ben. 47 yaşındayım. 30 yaşında da saçlarım bembeyazdı. Bedel ödedim. Herkes benim gibi bedel ödemesin. En azından namusu için, onuru için hakikatleri söyleyemiyorsa da sükut etsin” ifadelerini kullandı.

CUMAYI TAMAMLAMAYA GİTTİ

Gültekin Avcı kendisini karşılayan gazetecilerle kucaklaşmasının ardından eşi ve babasıyla hasret giderdi. Avcı’yı karşılamaya gelenler arasında elinden tutup cuma namazına götürürken gözaltına alınmasına şahit olan küçük oğlu Asaf Sencer de vardı. Avcı, annesinin uyandırdığı Asaf Sencer’ini kucağına alarak ‘Kimim ben’ diye sordu. Ardından uzun süre öptü, kokladı, hasret giderdi. İzmir’e doğru yola çıkan Avcı, cuma namazına yine oğluyla gitti.

OĞLUM ÇIKTI AMA AKLI ARKADAŞLARINDA

Gültekin Avcı’yı karşılamaya gelen babası İsmail Avcı, “Oğlumun tahliyesi artık vicdanların dile gelmesidir diye düşünüyorum” dedi. Yukarıdan gelen baskı olsa da insanların vicdanının olduğunu belirten Avcı, “Çok iyi bir savunma yaptı. Çünkü yukarıdan baskı da gelse bazı insanların vicdanları inkişaf eder ya, ben öyle olduğunu düşünüyorum. Vicdanlarıyla hareket ettiklerini düşünüyorum, inşallah diğerleri için de vicdanlar devreye girer” şeklinde konuştu.

KİM NEDEN RAHATSIZ OLUYOR

Adaletin geç tecelli ettiğini belirten Avcı,”Yazık değil mi Mehmet Baransu’ya, Hidayet Karaca’ya görevini yapan polislere. Gültekin çıktı ama hala buruk, hala dalıp dalıp gidiyor, oradaki arkadaşlarını düşünüyor” ifadelerini kullandı. İsmaİl Avcı şöyle devam etti: “Gültekin Avcı’nın da diğer isimlerin de boş yere tutuklu kaldıklarını görüyoruz. İddianameyi okuyan herkes güler aslında. İran devleti değil ki burası. Muta nikahının olumsuzluklarının anlatılmasından kim neden rahatsız olur.”

KÜÇÜK ASAF HEP DUA ETTİ

Torunu Asaf’la dokuz ay boyunca hep yakından ilgilendiğini belirten Avcı, “Hep babam nerde, babam ne zaman gelecek, babamı özledim deyip kendi kendine Allahım babama tez zamanda kavuştur diye dualar ediyordu.Biz de amin diyorduk. Çok şükür kavuştu, Allah bir daha ayırmasın” dedi.