“Oysa biz Ramazan amca, bu toplumdan bir daha adam çıkmayacağına inanmıştık. Neden çıktın ve heybetli duruşunla “o cadde çıkmaz sokak” diye haykırıp bizi yine yeniden Anadolu insanına âşık ettin Ramazan Amca…” diyor “Ramazan Amca”yazısında Yeniyon.tv  adlı internet sitesinde yazan Emre Uslu.

 

Emre Uslu’nun yazısına başladığı gibi başlayayım ben de. Emre Uslu’yu ne tanırım ne de bir alakam vardır. Sizler gibi sosyal medyadan takip eder analizlerini ve yazılarını okurum. İster beğenirsiniz ister beğenmezsiniz analizlerini ve akedemisyen kişiliği ile kaleme aldığı makalelerini. İnanın meselemiz bu değil.

 

“Ramazan Amca” yazsını okuyunca biraz daha yakından tanıdığımı düşündüm Emre Uslu’yu. Çünkü O, Anadolu insanında var olan bir çok haslete bizler gibi vurgunmuş. “Ramazan Amca” sadece bizlerin “Nayloncu Ağabey”i değil, bütün bir ülkenin beklediği kahramanmış. Biz ona “Nayloncu Ağabey” demişiz. Meğerse o, bütün bir Anadolu’nun “Ramazan Amca”sıymış.

 

“Kuru dallar arasında yeşillik arayanlarım vardı. / Hayat verenlerim vardı, hayatlarını verenlerim vardı. /Benim ağabeylerim vardı / Ve ben ağabeylerimde vardım.” dizelerini hiç dinlemiş midir bilmem Emre Uslu. Ancak yazısının satırlarının aralarında bu ufku buldum.

 

Rahmetli babası da birilerinin “Ramazan Amca”sı olmuş. Bizler hep rahmetli Hacı Yusuf Kemal Erimez Ağabey’in destansı hayatını okuduk ve dinledik değerli büyüklerimizden. Hacı Ata çok ama çok değerli, örnek alınası bir şahsiyetti bizler için. Sanki Hacı Ağabey kadar değerli başka isimler yokmuş gibi davrandığımızı düşünüyorum.

 

Hizmet erlerinin temel düsturudur “hizmette en ileri, ücretler ve payeler dağıtılırken en geride olmak.” İsimsiz, adı sanı duyulmamış birer kahraman olmayı bu gönüllüler hareketine omuz verenlerin fıratına yerleştirmiş Yüce Rabb’imiz. Her bölgede ve yörede nice Hacı Kemal Ağabey gibi kahramanlar ve ezber bozan yiğitler vardır. “Ramazan Amca” da bu ezber bozan kahramanlardan sadece bir tanesi…

 

“Hizmette önde, ücrette geride olma” ilkesini zirve noktada Ashab-ı Kiram’ın hayatlarında görmekteyiz. Adını bilme şerefiyle şereflenemediğimiz bir sahabi, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) huzuruna gelerek Müslüman olur.

 

Bir zaman sonra bir savaşa iştirak eder. Ganimet taksimi yapılırken o sahabinin gözleri dolar ve ganimet almayı bir nifak alameti sayarak Allah Rasulü’ne şunları söyler: “Ya Rasulallah! Ben bunun için Müslüman olmadım. Ben Müslüman oldum ki (gırtlağını göstererek) şuradan bir ok yiyip Rabb’ime kavuşayım.” Daha sonra şehitler arasında o sahabinin de mübarek cesedi bulunur. Meçhul sahabi, tam parmağıyla işaret ettiği yerden bir ok yemiş halde yerde yatmaktadır.

 

Amr ibn As da yeni Müslüman olduğunda kendisine ganimet verileceği zaman gözleri dolu dolu olmuş ve şunları söylemiştir: “Ya Rasulallah! Ben bunun için mi Müslüman oldum?”

 

Yaşamakta olduğumuz süreç bu kadar uzun sürmeseydi medyaya yansırmıydı “Ramazan Amca”! Herkes tanır mıydı bu kadar yakından Akın İpek’i! Ailelerimizden birer fert olur muydu Boydaklar! Ve daha niceleri…

 

Kaçımız biliyoruz Güney Afrika’da Edirne’deki Selimiye Camii’nin dörtte üçü büyüklüğündeki yapının finansmanını? “Nizamiye Külliyesi” tamamlancıya kadar o yapının dibinde karavanda kaldığını… Dilese ve istese “SARAY”lar yapıp orada kalacağını herkes biliyor. Ancak bu yiğit ağabeyler “ezberlerimizi bozmayı” çok seviyor.

 

“Müminlerden öyle yiğitler vardır ki Allah’a verdikleri sözü yerine getirip sadakatlerini ispat ettiler.Onlardan kimi adağını ödedi, canını verdi, kimi de şehitliği gözlemektedir. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler.” Azhab suresi 23. ayetinin bu asırda ete kemiğe bürünmüş kahramanlarını bize gösterdiği için Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun…

 

Tanımadığı ve tanımadığım “Ramazan Amca”yı Emre Uslu kadar güzel anlatamazdım. Çünkü O, “Ramazan Amca” gibi ezberleri bozan, kimsenin bilmediği bir Anadolu kahramanının evladı… (Bu vesile ile ruhuna bir Fatiha okuyalım)

 

Yazımızı Emre Uslu’nun “Ramazan Amca” yazısından bir bölüm ile bitireyim: “Ak saçın ve sakalın, heybetli cüssenle nereden çıktın karşımıza Ramazan amca? Neden hatırlattın iyiliği? Oysa biz hep kötüleri, hep kötülüğü görmeye o kadar alışmış, onlarla kavga etmeye o kadar şartlanmıştık ki pamuk yüreğinle karşımıza çıkıp “Çekin yavrum, bunlar bizim için şereftir!” diyerek tüm sertliğimizi neden dağıttın Ramazan Amca?”

Emre Uslu’nun ‘Ramazan Amca…’ Yazısının Tamamını Buradan Okuyabilirsiniz!

 

İDEAL HABER/Hamza Levent ÇAKIROĞLU

 

Twitter: @Lcakiroglu

Facebook: CakirogluLevent

İnstagram: @leventcakiroglu