Rıza Sarraf’ın Amerika’da tutuklandığı haberi çıkınca, bir süre, yandaş basın nasıl davranacağını bilemedi; sessiz kalmayı tercih etti. Bazı köşe yazarları, Tayyip Erdoğan’ın“milli duruşundan rahatsız olan” ABD ve Rusya’nın birlikte kumpas kurduklarından söz ediyordu ama, galiba daha açık bir mücadele kararı verilmiş olacak ki, Star, “Darbe”manşetini attı.

Ne diyor Star? “STRATEJİK DÜŞMANLIK… ABD, Gezi’yi, FETÖ’yü, PKK’yı denedi olmadı. Şimdi Zarrab üzerinden Türkiye’ye darbe yapmaya çalışıyor.”

Türkiye’de “gazeteciyiz” diye geçinenlerin, yurt dışında daha iyi tanınmasını sağladığı için bu manşeti alkışlıyorum.

Aptal dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun” diye boşuna dememişler. Rıza Sarraf’ı bu kadar sahiplenirseniz, ondan doğacak belâyı da, tam anlamıyla omuzlamış olacaksınız. İşbirlikçiliğiniz, bir kere daha, ABD’de görülen mahkeme sayesinde kanıtlanacak.

KARAHAN VE RÜŞVET ÇARKI

Rıza Sarraf’ın eski ortaklarından Adem Karahan isimli bir vatandaş var; sürekli konuşuyor. Cumhuriyet’te, Karahan üzerine gösterilen şirketlere, İran devlet bankasından aktarılan paraların belgeleri yayınlandı. Karahan, daha önce de, gene Cumhuriyet’e beyanat vermişti. Şöyle diyordu: “Paranın yüzde 4’ü siyasilere, yüzde 4’ü ise Sarraf’a kalıyordu. Bir yılda 18 milyar liralık 200 ton altın, kuryeler vasıtasıyla Dubai’ye, oradan da İran’a taşındı. 2012-2013 yıllarında, günde bir ton altın çıkışı yapılıyordu.”

Karahan rüşvet çarkına da şöyle temas ediyordu: “Sarraf’ın Rüçhan Bayar diye bir adamı vardı. Muammer Güler, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan’la birlikte sorunları çözüyorlardı. Bu kişilere, çeşitli hediyelerin dışında, milyon dolarların da gittiği şirkette konuşuluyordu. Emniyet’teki ifademde, şirketlerin arkasında Rıza Sarraf’ın olduğunu belirttim. Ama sonra dosyanın üzeri kapatıldı. TBMM’de konuşmaya hazırım.”

 

Maalesef TBMM de dosyayı kapattı. Şimdi Adem Karahan, “Konuşmaya hazırım” diye ABD savcısına sesleniyor.

Bu konuda, Gümrük Bakanlığı Müfettişi Mehmet Eryılmaz’ın kaleme aldığı bir rapor da mevcuttu. Hürriyet gazetesi, o tarihte, bunun haberini yapmıştı. Müfettişin raporunda,Türkiye menşeili altınların ihraç edildiği, sonra aynı altınların yeniden ithal edildiği, yanlış beyanname verilerek bu işlemin 89 kez tekrarlandığı belirtiliyor, ayrıca, 2010 yılı ile 2013 yılı arasında, 26 aylık dönemde, 1 milyar 100 milyon dolar nakit paranın valizlerle taşındığı ifade ediliyordu.

BİLGİ PAYLAŞMA YASAĞI

Perşembe akşamı, özel bilgilerin yurt dışıyla paylaşılmasını engellemek üzere “torba yasaya” bir madde ilâve edildi. AK Parti milletvekili Ömer Çelik, bunun Sarraf’la ilgisi olmadığını, gurbetçilerin talebini karşılamak üzere kabul edildiğini açıkladı. Gurbetçiler, kişisel bilgilerinin, bulundukları ülkelerin yetkilileriyle paylaşılmasını arzu etmiyormuş! Ama aynı Ömer Çelik, “Rıza Sarraf’ın Cumhurbaşkanı ve AK Parti’yle ne ilgisi var” da diyebildi. Bu yüzden, gece yarısı, torbanın içine atılan ek maddenin, 17 Aralık dosya bilgilerinin ya da müfettiş raporlarının ABD’ye ulaşmasını engelleme amacını güttüğü yolundaki kaygılara katılmamak mümkün değil.

 

Kaynak: Özgür Düşünce