Son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı medyasında sürekli manşet olması eminim pek çok kişinin dikkatini çekmiştir. Üstelik öyle sıradan haberlerde değil, olağanüstü önemli konu başlıkları ile sürekli gündeme gelmekte.

Bu gündemlerin oluşmasında Rusya’nın payı var desek de, hem İngiltere’de hem ABD’de hakkında çıkan haberler yenilir yutulur cinsten değiller. Rusya’nın etkisi olduğunu da pek sanmıyorum çünkü aynı kendileri gibi orantısız güç kullanan Rus heyeti pek çok basın toplantısı düzenlemesine rağmen Batı tarafından fazla ilgi görmemişti. Mesela Rusya IŞİD petrolünün Türkiye’ye gittiğini iddia etmiş ve bazı uydu görüntüleri yayınlamıştı. Batı bu haberlere ilgisiz kaldı, Ta ki Bugün WSJ’da çıkan habere kadar.

Wall Street Journal’ın haberine göre, “IŞİD para akışının önemli bir bölümünü Türkiye üzerinden gerçekleştiriyor” iddiası ile bir makale yayınladı. Benzer iddiaları Ruslar yaptığında ilgisiz kalan ABD medyası neden bir süre sonra bu tür haberler yapmaya başladı merak konusu.

Bugün yaşanan bir başka ilginç gelişmede, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ricciardone, Suriye’ye yasadışı geçişleri kontrol altına almamak ve radikal gruplarla işbirliği yapmakla suçlanan Türkiye’nin El Nusra Cephesi’yle birlikte çalıştığını söyledi. Ricciardone, Türkiye’nin El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra Cephesi’yle birlikte çalıştığını söyleyen ilk ABD’li yetkili oldu.

Kısacası Rusya’nın onca iddiasını inandırıcı bulmayan ABD yetkilileri bir anda benzer haberleri kendileri yapmaya başladı.

Aslında ilk işaret fişeği İngiltere basınından gelmeye başlamıştı. Özellikle Davutoğlu’nun Ocak ayı ortalarında yaptığı İngiltere’de Chatham House toplantısı sonrasında  İngiliz basınında Erdoğan karşıtlığı haberlerde ciddi bir artış baş göstermişti.

Geçtiğimiz günlerde İtalya’da Bilal Erdoğan hakkında açılan “Kara para” soruşturması bile İtalyan basınından daha fazla İngiliz basınında yer bulmuştu. Bunlar yetmediği gibi 17/25 Aralık sonrasında Türkiye’de hala daha yankıları devam eden meşhur “Sıfırlama konuşmasını” İngilizceye çevirerek haber yaptılar. 17/25 Aralık sonrasında bile ilgilerini çekmeyen bu tapeler İtalya’da soruşturma açıldıktan sonra bir anda İngiltere’de haber değerine kavuşması oldukça tuhaf.

Fakat asıl önemli olan tıpkı WSJ’de yayınlanan habere paralel bir şekilde, Bugün İngiliz Independent gazetesinin haberleştirdiği ‘Cihatçılar bomba yapım malzemelerini Türkiye üzerinden alıyor’ haberi oldu. Benzer şekilde İngiliz gazetesinin bu iddiası da yine yenilir yutulur değil.

Peki ne oldu da birden bire ABD ve Batı medyasında Erdoğan manşetten düşmez oldu?

Öncelikle bunun sebebine iki farklı pencereden bakmak gerekiyor.

Birincisi ABD ve Rusya’nın Suriye üzerinde sağladıkları ateşkes anlaşmasına kesintisiz uyulması için Türkiye ve Erdoğan’a bir uyarı olarak okunabilir. Suriye konusunda herhangi aykırı bir ses çıkmasını istemiyorlar diye düşünebiliriz. Başta YPG konusunda Türkiye ile Batı arasında ciddi bir görüş ayrılığı ortada duruyorken, önceki gün Erdoğan “El Nusra’ya niye kötü diyorsunuz” şeklinde bir demeci olmuştu.

Bu türden demeçler karşısında özellikle ABD ve Rusya, Türkiye’yi Birleşmiş Milletler nezdinde “Teröre destek veren Ülkeler” konumuna almak için bir hamle gibi okunsa da muhtemelen “Gerekirse alırız” babından bir gözdağı verilmek istenmiş olabilir.

İkinci bir bakış açısı olarak, Erdoğan rejiminin artık Batı’nın gözünde bittiğinin ilan edilmesidir. Türkiye’de şu anda lider kim diye sorulduğunda Batı cephesinden gelecek olan cevap hiç şüphesiz Erdoğan olacaktır. Bu tür haberlerin bir anda çoğalmaya başlaması ile Erdoğan’ın artık fazlası ile yıprandığını gösterip, Türkiye’de bir değişim olacağının işaretleri verilmiş olabilir.

Aslında Batı medyasında çıkan haberler herhangi bir ülkede olsa yer yerinden oynamıştı. Ancak bizde bu tür iddialar uzun süredir kendi medyamızda dile geldi ve artık kanıksanmış durumda. Bu yüzden Batı’da çıkan bu haberlerin ne hikmetse bizde göstermiş olduğu etki de az oldu.

Davutoğlu’nun uzun zamandır olağanüstü bir şekilde yurt dışı temaslarının olduğundan söz etmiştik. Kendisini Batı’ya karşı Türkiye’nin yeni lideri olarak kabul ettirmenin peşinde olduğunu yazdık. Bu tür haberlerin çoğalması ile Türkiye’de bir lider değişimi olarak Davutoğlu’nın kabul gördüğünü anlayabiliriz.

Bu haberlerin işaret fişeğinin Türkiye’deki yansımasına bakacak olursak, bugün AYM’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği karar sonrası Havuz medyasında, Davutoğlu yanlılarının kararı desteklerken diğer kesimin acımasız eleştirileri lider kavgasının bir süre daha devam edeceğini gösteriyor.