-Bu yazı cadı avına muhatap olanlar için yazılmıştır-
Şu sıralar cadı avına muhatap olan hemen herkesin sorduğu soru bu.
Gerçi bu zulüm bin yıl sürse ne olacak?
Cadı avına muhatap hizmet erleri birileri çok kızıyor diye hizmetlerinden vaz mı geçecekler?
Elbette hayır.
Ama yine de zulüm ne zaman bitecek sorusu ister istemez akla geliyor.
Elbette kolay bir süreç değil bu. Gün geçmiyor ki hayırsever insanlar hapislere atılmasın, mallarına el konmasın, her türlü hakaretlere maruz kalmasın.
Peki, gelelim bu sorunu cevabına.
Ne zaman biteceğini bilemem ama bu sürecin çok uzun sürmeyeceğini söyleyebilirim.
Nereden mi çıkarıyorum bunu?
Bediüzzaman Said Nursi. Son devrin din mazlumlarından.
Şöyle diyor;
‘80 küsur senelik ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında, memleket hapishanelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Defalarca zehirlendim, türlü türlü hakaretlere maruz kaldım. Zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyade ölümü tercih etti. Eğer dinim intihardan beni men etmeseydi, bekli bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti’
Ve arkasından şöyle devam ediyor
‘Ben acele ettim kışta geldim sizler cennet asa bir baharda geleceksiniz’.
Evet, kendisi kışta gelmişti ama gelecek nesilleri bahar ile müjdeliyordu.
Ama unutmayın ki baharda hava zaman zaman kapayabilir, dolu da yağabilir, kırağı da vurabilir.
Ancak bu uzun sürmez. Bahardır. Bir rüzgâr gelir kapkara bulutları birden dağıtır, masmavi gökyüzü bütün sıcaklığı ile ortaya çıkar. Kelebekler uçuşur, arılar vızıldaşır.
Üstelik biliyorsunuz ki zulüm devam etmez, küfür devam eder. Allah zalime süre verir, erteler ama asla ihmal etmez. Hz. Ali’nin dediği gibi zalimin gölgesi kısadır. Küfür ise imtihan sırrının gereği kıyamete kadar devam eder.
Diyeceğim o ki enseyi karartmamak lazım.
Hem neden enseyi karartalım ki?
Hizmet insanı inandığı davada rasyonel düşünür ama sonuç odaklı hareket etmez.
Onuru için,
Şerefi için,
Haklı olduğu için,
Gelecek nesiller tarafından ‘tuh o asrın gayretsiz insanlarına’ denilmemesi için,
Ve nihayetinde ve her şeyin önünde Allah rızası için mücadele eder ve dik durur.
Bununla birlikte dünyada kazanmak ya da kaybetmek hizmet insanını ilgilendirmez.
Mücadele, gayret, dik duruş onun yaşam tarzıdır çünkü.
Bin yıl da geçse, bin kere hesapları da bozulsa bu duruşunda milim sapmaz.
Çünkü haklıdır. Haklı olduğu için de davasında sebat eder.
Bilin bu zulüm uzun sürmeyecek.
Gökten bir el inecek, yaşlı gözleri silecek
Şenlenecek evimiz barkımız bizim.
Kaynak: SAMANYOLU – ERKAM TUFAN AYTAV