Ülkeyi yönetenlerin ekranlara çıkıp ağzını doldura doldura ‘Kırmızı çizgimiz’ sözünü etmeleri insanı gayri ihtiyari acı acı gülümsetiyor.

Bu çektiğimiz ve ihlal edilmiş kaçıncı kırmızı çizgi, saymayı unuttuk. Dünyada hiç kimsenin ciddiye almadığı, umursamadığı bu ‘kırmızı çizgimiz’ sözünü Türkiye’de de sadece muhtarlar ciddiye alıyor. Ya da alıyormuş gibi görünüyor. Kırmızı kırmızı çizgilerle fiilen muhtarlığa dönüştürülmüş bir ülkenin vatandaşlarıyız artık. Oysa çok değil daha birkaç yıl önce ‘Yeni Osmanlıydık’ hatırlıyor musunuz? Elimizde kocaman bir ‘One Minute’ vardı ve bu gaz bizim yeni Osmanlı olma konusundaki en önemli belki de tek argümanımızdı. Ne dengesini bulmuş bir ekonomimiz, ne teknolojimiz, ne de büyük doğal kaynaklarımız yani hiçbir şeyimiz yoktu ama hayallerimiz ve bir de ‘One Minute’ımız vardı. Bu yüzden bütün Ortadoğu, Balkan ve Kafkas ülkeleri AKP bir an önce gelsin ve bizi yönetsin diye bakıyordu. Hatta bütün dünya ‘çok şükür yeni Osmanlılar geldi de buraları yönetmek zahmetinden kurtulduk’ diye bayram ediyordu.

Bugün devlet yönetmenin çok ciddi bir iş olduğunu, ham ve boş hayallerle bakkala bile gidilemeyeceğini anlamanın derin hezimetini yaşıyoruz. Ham bir hayalden bugün hangi konuda ne yapacağı belli olmayan bir ülke olarak uyandık. Biraz geriye çekilip “Türkiye ne yapıyor, ne yapmaya çalışıyor, ulaşmak istediği ve bu konuda rasyonel faaliyetlerde bulunduğu amacı nedir?” diye sorduğumuz soruların hiçbirine akıllı insanların ciddiye alacağı bir cevap duyamıyoruz.

PYD çizdiğimiz bütün kırmızıları yıkıp geçmiş ama Türk jetleri sınırdan bir karış dışarıya çıkamaz halde. Sınırın bu tarafında obüslerle bomba atmaktan başka bir çaresi yok. Üstelik ABD, Rusya ve AB, Türkiye’nin ne olduğunu kimsenin bilmediği politikalarına karşı çıkıyor ve PYD’ye müdahale etmesini istemiyor.

Daha bir yıl önce katar katar yardım konvoyları götürmüş, PKK’lıların buraya gelmesi için koridorlar açmış ve bunu da kamuoyuna Kardeşlik Köprüsü diye satmıştı. Türkiye bugün aynı PYD ile savaşıyor ve ‘kırmızı çizgimiz’ lafları ediyor. Ediyor etmesine de aslında bütün bunların hepsi iç politika malzemesi olmaktan öteye gitmiyor. Hükümetin ve Saray’ın sahici olan hiçbir politikası ve kırmızı çizgisi yok. Bütün bu çizgiler birer pazarlık malzemesinden başka bir şey değil aslında. Yani Türkiye’nin sahiden ne istediği belli olmadığı gibi, yola çıkarken koyduğu hedefte başarılı olamayan AKP’nin bundan sonrasındaki hedefinin ne olduğunu da, hükümet yetkilileri dahil kimse bilmiyor.

Aslında dünyada kimsenin Türk hükümetinin ne düşündüğünü önemsediği de yok. Ne ABD, ne Rusya, Türkiye’nin ne düşündüğünü ciddiye almıyor. AKP hükümetinin ve Saray’ın PYD konusunda yaptığı açıklamanın hemen arkasından ABD’nin Türkiye’nin söylediğinin 180 derece zıt açıklamalarda bulunması, Rusya’nın da ABD ile aynı şeyleri düşünmesi Türkiye’yi çaresiz bir hale sokuyor. NATO’ya güvenerek Rusya’ya racon kesen ve sınırı ihlal eden uçağı düşürme emrini veren AKP hükümetinin, ABD ile Rusya’nın aynı politikaları savunması sonrasında yapabileceği hiçbir şey yok. Türkiye sınırdan içeri burnunu soksa Suriye ile değil Rusya ile savaşacak ve arkasında da NATO’yu bulamayacak.

Türkiye nasıl itibarsız ve etkisiz bir ülke haline dönüştürülür, can damarları kesilip parçalanmanın eşiğine getirilir diye bir senaryo yazılsaydı ve o senaryoya göre hareket edilseydi, AKP hükümeti ve Saray’ın bugün yaptıkları yapılırdı.

Yazık ettiniz bu memlekete.

 MEHMET KAMIŞ- ZAMAN