Artık hiçbir şeyin bizi şaşırtmayacağı bir aşamaya geldik. “Olmaz” diyeceğimiz şeyler sıradanlaştı. Her türlü hukuksuzluk ve ahlaksızlık olağan hâle geldiği için bu dünyada cehennemi yaşar hâle geldik.
Önce, Sayıştay’ın AKP’li bakanların kamu parasını banka hesaplarına yatırdığını ve hesabı tutulmayan harcamalar yaptı haberini okuduk, Cizre’de bir evde ölümü bekleyen 27 kişinin yaşadığı acılara çaresizlik içinde tanıklık ettik.
Dünyanın herhangi bir ülkesinde iktidar devirecek, insanları sokaklara dökecek olaylar burada anında eskiyor. Bu toprakların insanının umarsızlığını gösteren gelişmelere tanıklık ediyoruz resmen. “Gemisini kurtaran kaptan” anlayışı içinde batışa doğru yol alıyoruz. Teknenin hızla su aldığının farkında değil geniş yığınlar.
Bugünlük bu kadar yeter derken Can Dündar ile Erdem Gül için hazırlanan iddianamenin haberi düşüyor haber sitelerine.
Cumhuriyet Gazetesi’nin “Skandal İddianame” başlığıyla duyurduğu haber şöyle:
Hatay ve Adana’da durdurulan MİT TIR’larına ilişkin görüntüleri yayınladıkları için tutuklanan Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkındaki soruşturma tamamlandı. İddianameyi hazırlayan savcı, Dündar ve Erdem için, “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, “Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama”, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek” ve “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” suçlarından ayrı ayrı bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası istedi.
İddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarlığı şikâyetçi olarak yer aldı.
Uzun yıllar çalıştığım medya sektöründe MİT elemanları olduğu, askeri istihbaratın kimi isimleri yönetici olarak kimi gazetelere yerleştirip kamuoyu oluşturduğunu bilirdik. Bu herkesin bildiği bir sırdı.
Bugün işler çorbaya döndü. AKP, kendisine hizmet etmeyen, iktidarı rahatsız eden gazetecileri casuslukla suçlayabiliyor, yargı bu gerekçe ile tutuklama kararı verip iddianame hazırlayabiliyor.
MİT Tırları belgeleri, bilgileri, fotoğrafları herkesin bildiği bir sırdı. O tırların içinde ne olduğunu ve o silahların kime gittiğini herkes biliyordu. Sorun, bu haberi uluslararası itibarı yüksek olan Cumhuriyet ve tanınan-bilinen bir gazeteci olan Can Dündar’ın yayınlamasından çıktı.
Davutoğlu’nun sözlerine göre, haberin amacı kendilerini Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılatmak olduğunu söylerken bir anlamda uluslararası hukuk açısından suç işlediklerini itiraf ediyordu.
İki tanınmış gazetecinin ağırlaştırılmış müebbetle yargılanması bile sıradan bir haber hâline gelmişse, ülkenin hâlini düşünün.
Ama Türkiye’nin hâlini özetleyen son haber Bloomberg’ten geldi. Türkiye dünya yolsuzluk haritasında Brezilya ile birlikte en çok düşen ülke olmuştu. Geçen yıl 53’üncü sıraya düşen Türkiye’nin yeni yeri 66’ncılıktı. Bir ülkede adil yargı yoksa, hırsızlık mübahtır.





