AKP’nin seçimi kazanırsa Türkiye’yi kaos bekliyor diye yazmıştım. AKP seçimi %50 oy oranıyla kazandı. Gerçekten Türkiye’yi bir kaos mu bekliyor?
AKP’nin yönettiği Türkiye’yi önümüzdeki bir yılda neler bekliyor. İşte projeksiyonum
1. AKP’nin kazanması toplumun %50’lik kesiminde bir gerilim oluşturdur. Bu yüzde elli aradına yer alan herkes AKP’nin kendilerine ne yapacağını bekliyor. Bu yüzden AKP’nin muhaliflere yaptığı her şeyi %50’lik kesim kendisine yapılmış gibi hissedecek. Örneğin Nokta Dergisi’nin yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürünün hapsedilmesini %50’lik kesim kendine yapılmış gibi hissedecek. Toplumun bu kesiminde bir negatif enerji birikmesi olacak. Bir umutsuzlukla birlikte biriken bu enerji bir çıkış noktası bulduğunda sokağa taşacaktır. Bu yüzden AKP’nin her türlü çıkış noktasını sıkı sıkıya kapatması gerekiyor. Bu da AKP’nin daha da otoriter tedbirler alması anlamına gelecektir.
2. Mevcut toplumsal fay hatlarından en kırılgan olanı Kürt-Türk fay hattı. Bu fay hattının iki aktörü PKK ve AKP’nin biririne muhtaç olduğu bir seçim sonucu ortaya çıktı. Bazı analistlerin beklediği gibi PKK şiddeti tırmandırmayacaktır. Bunun için hem sosyolojik hem de coğrafik neden yok. AKP’de PKK’nın başlatacağı şiddet dalgasının ülkeye kaosa sürükleyeceğini bildiği için erkenden PKK ile yeniden pazarlığa başlayacaklardır. Bunun için önümüzdeki günlerde İmralı’yı yine bir ziyaretgaha çevireceklerdir. Bunun sinyali verilmeye başlandı zate. Önümüzdeki seçim dönemine kadar aksi bir uluslararası gelişme olmazsa AKP PKK ile oyalama müzarelerine devam etmek isteyecektir.
3. AKP Cemmaat savaşında AKP Cemaate yüklendikçe yüklenecek. Nefes alamaz hale getirmeye çalışacaktır. AKP’nin olanca şiddetine rağmen Cemaat yapılanmasını bitirmesi mümkün değil. Bu politikalar mevcut negatif enerjiye yenisinin eklenemsi demektir. Bu eneri ne kadar hızlı dolarsa o kadar erken patlayacaktır.
Bu üç sosyolojik gözlem ışığında olacakları şu şekilte öngörebiliriz.
a. Türkiye toplumu bölünmüş bir toplum olduğu için herhangi bir kriz işareti bir toplumsal patlamaya neden olabilir. Bu bağlamda önümüzdeki bir yıl içinde olası Gezi türü eylemleri görmek yanıltıcı olmaz.
b. Kürt toplumunun hayal kırıklığı PKK eleştirisine dönüşecektir. AKP bir yandan PKK ile müzakere ederken diğer yandan PKK’ya yönelen toplumsal eleştiriyi alttan alta büyütmeye çalışacaktır. Bu bağlamda Kürtlerin ne yapacağını PKK’nın tercihleri belirleyecktir. Yan faktörler desteklerse bir yıl içinde Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması tartışmalarını görmek yanıltıcı olmayacaktır…
c. Cemaate yönelik baskılar Türkiye’nin otoriter devlet olduğu algısını büyütecektir. Bu Türkiye’yi yönetenlerin uluslararsı meşruiyetini sorgulanır hale getirecektir. Bu bağlamda baskıların derecesine göre, Cemaate yönelik baskıların yeni bir siyasi akımın doğmasına neden olma olasılığı vardır.
d. AKP’nin El Nusra gibi IŞİD gibi El Kaide ile kurduğu ilişkiler Türkiye’nin başını ağrıtmaya devam edecek. Bunu örtmek için AKP’nin Usulsararası güçlere bir takım tavizler vermesi kaçınılmaz görünüyor.
Özetlen önümüzdeki bir yıl sadece muhalifler için değil AKP’liler ve tüm Türkiye için rahat bir yıl olmayacak. İstikrar ve rahat bekleyenler boşuna beklemesin, AKP bunu sağlamayacak. Sağlayamaz…Toplum diken üstünde oturmaya devam edecek. Bu gerilimin ekonomik ve siyasi yansımaları olacak…