Kavram tamamen Hollywood uydurması. Luke Wilson’ın başrolde oynadığı bir filmin adı. İki Yunanca kelime ‘idios’ ve ‘kratos’ bir araya getirilerek türetilmiş.  ‘Demokrasi’ kelimesi gibi. Bugünkü anlamları ile ‘ahmakların idaresi.’

Filmde, Luke Wilson, filmdeki adı ile Joe, ve Rita adında bir fahişe ile askeri bir deneyde geleceğe gönderilir. Joe ve Rita, gönderildikleri gelecekte insanların tamamen ahmaklaştığı bir toplum bulurlar. Kendi kendilerini idare ettikler için de yönetim biçiminin adı idiocracy olur. Film son derece ortalama zekaya sahip iki kişinin ahmakların gücü ele geçirdiği bir rejimde yaşadıkları dramı anlatıyor.

Çok başarılı bir film olduğunu iddia edemem. Hiç güldüğümü hatırlamıyorum mesela. Derin felsefi analizlerden de yoksundu film. Nitekim boxoffice performansı da çok kötü bir film. Nedense bugünlerde bu filmi hatırladım.

Bir ülke düşünün ki tarihinin belki de en kanlı terör saldırısında onlarca masum insanını kaybetmiş. Yine aynı ülke daha iki buçuk ay önce benzer bir terör saldırısında yine onlarca, çoğu genç, insanını kaybetmiş. Ve daha da vahimi her iki saldırı da bağıra çağıra geliyorum demiş. Ne hükümet ne de devletin istihbaratı ve emniyeti en birincil vazifeleri olan vatandaşlarının güvenliğini sağlama vazifesini yerine getirmemiş.

Böyle bir durumda ülkenin başbakanı çıkıyor ve geçmişte yapılan terror saldırılarının faillerinin yakalandığını iddia ediyor: ‘Urfa Suruç’ta katliamı yapan Abdurrahman Alagöz yakalandı, hukuka teslim edildi.’

Sorun şu ki katliamı yapan Abdurrahman Alagöz bir intihar bombacısıydı ve saldırı sonunda vucudu paramparça olmuştu.

Başbakan’ın halkıyla kafa bulması bununla bitmiyor. Aklınca hükümetinin beceriksiz olmadığına, istihbarat zaafiyeti bulunmadığına halkı ikna etmeye çalışıyor. Bir de devletin halen daha bir hukuk devleti olduğuna ve hükümetinin buna son derece saygı gösterdiği.

Şöyle diyor Başbakan: “Tabi Türkiye demokratik hukuk devleti. Bir uyuyan hücre varsa, bir yerde şöyle davranamayız, Suriye ve başka ülkelerde olduğu gibi ‘bunların hepsini toplayın, bir yere atın, hiç kimse de görmesin.’ Nihayet onlar toplumun içinde yaşayan insanlar, kandırılmış olabilirler vesaire ama hukukla davranmak zorundasınız.”

Devletin söz konusu hücrelerle alakalı seçenekleri sadece bu kadar mı? Söz konusu hücreleri takip edemez mi mesela?

Devam ediyor Başbakan: “Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi, şeyi dahi var.”

Şaka gibi… Öyleyse, neden bu kişilere karşı önlem alınmıyor. “Biliyorsunuz bu, bir eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız. Türkiye, demokratik bir hukuk devleti.”

Memlekette hukuk ve anayasa bizzat hükümeti tarafından sanki paspas yapılmamış gibi ve hemen hemen her gün gazeteciler ve sıradan vatandaşlar patır patır gözaltına alınmıyormuş gibi…

Bu nasıl bir yönetim şekli?  Sadece demokratik haklarını kullanan insanlara karşı hukuk devleti normlarının hiçbirini işletme, ama sıra onlarca insanı gözü kırpmadan öldürmeye niyetli IŞİDciler, PKKlılar, DHKP-C’liler söz konusu olduğunda kılı kırk yar.

Ahmakların ahmakları yönettiği bir sistem değil bu kesinlikle. En azından yönetenler ahmak değil. Yıllarca mürekkep yalamış binlerce kişiyi aldatabilmiş şark kurnazları var başımızda. Yönetilenlerin de ahmak olduğunu sanmıyorum.

Ama kesin olan şu. Yönetenlerin yönetilenleri ahmak yerine koyduğu, keriz muamelesi yaptığı bir sistem bu.

Başımızdaki şark kurnazlarına oy veren seçmen de farklı değil. Keriz muamelesini görme… ve geri kalanlara keriz muamelesi yap. Kendi çaplarında şark kurnazı.

Cahil, yobaz ve ahmakça davranmanın da bir rasyonalitesi vardır. Söz konusu davranış ise davranışı sergileyenin cahil, yobaz ve ahmak olduğunu göstermez. Yale’li siyaset bilimci James Scott, ‘Weapons of the Weak’ isimli klasik çalışmasında söz konusu davranışlarla köylülerin aslında kendi menfaatlerini koruduğunu iddia eder.

Bir roman hatırladım. Başlığını hatırlayamadım. İkinci Dünya Savaşı’nda bir askerin hayatta kalmak için zır ahmak rolü yapmasını anlatıyor roman. Bunu ise en tehlikeli görevlere gönüllü olarak yazılıyor. Ahmaklığını böylece tescilledikten sonra da söz konusu asker askerliğini mutfakta tamamlıyor.

AKP seçmeni de öyle. Cahil, yobaz ve ahmak değil. Sadece şark kurnazı.

 

Birol Başkan-GRİHAT