Aşağıdaki satırları 15 Temmuz Darbesinin en önemli ayağı Akıncılar iddianamesiden alıyorum. İddianamede savcı şöyle diyor:
“1 Kasım 2015 tarihinde yapılan genel seçim sonuçlarının kesinleşmesinin
hemen sonrasında, “FETÖ/PDY” örgütü kurucusu ve yöneticileri tarafından darbeye
teşebbüs faaliyetini organize edecek kişilerin belirlendiği, bu kapsamda; sivil yönetici
şüpheliler bölümünde detayları anlatılan Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin
Oruç ve Harun Binig’in darbeye hazırlık faaliyetlerini Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış
örgüt elemanlarıyla irtibat kurmak suretiyle yürütmekle görevlendirildikleri anlaşılmıştır.”
Savcı bu iddiasını ispat etmek için değişik “deliller” sunuyor. Delillerin bir mantık sıralaması var. Buna göre Adil Öksüz Hava Kuvvetleri imamı olarak tanımlanıyor ve Plaka Tanıma Sisteminden elde edilen verielre göre Öksüz’ün Ankara’ya gelip gittiği tarihler sıralanıyor.
Savcı şöyle diyor: “Darbeye hazırlık faaliyetleri kapsamında “FETÖ/PDY” Örgütü’nün Hava
Kuvvetleri İmamı olduğu değerlendirilen Adil Öksüz’ün PTS kayıtlarından anlaĢılacağı gibi;
kullandığı 34 SIR 49 plakalı araç ile 27/12/2015, 09/01/2016, 16/01/2016, 30/01/2016,
20/02/2016, 29/02/2016,14/03/2016, 30/03/2016, 05/05/2016, 27/05/2016, 04/06/2016,
15/06/2016 tarihlerinde Ankara’ya geldiği anlaşılmıştır.”
Buraya kadar her şey mantıklı görünüyor. Ancak bu noktada savcının en kritik bilgisini hatırlatmak gerekiyor. Savcıya göre darbeye hazırlığın yapıldığı son aşama “6-7-8-9
Temmuz 2016 tarihinde Ankara Konutkent’teki villada” yapılıyor. Oysa ne hikmetse neredeyse her iki haftada Ankara’ya arabasıyla gelen Adil Öksüz’ün bu tarihlerden önce Ankara’ya neyle ve nasıl geldiğine dairi bir bilgi yok. Yani Öksüz’ün kendi aracıyla Ankara’ya geldiğine dair son veri 15 Haziran 2016.
“Bunda ne var ki o tarihlerde darbe dönemi çok yaklaştığından kendi arabasıyla değil bir başkasının arabasıyla gelmiştir” diyebilirsiniz. Bu mantıklı bir soru. Ancak savcı Öksü’ün darbeye son şeklinin verildiği tarihler dediği 6-9 Temmuz tarihlerinde Öksüz’ün izini bulmak için bir gayret sarfetmiyor. Örneiğin Öksüz’ün o tarihlerde hangi baz istasyonundan sinyal verdiğine dair bir kayıt yok.
“Öksüz aptal mı ki darbe hazırlığı yapılan bir dönemde telefonla Ankara’ya gelsin” diye de düşünebilirsiniz. Bu da mantıklı bir soru. Ama işte tam burada durun:
Savcının bunoktada en önemli kanıtı Şapka ve Kuzgun isimli iki gizli tanık. Siz o gizli tanıkları ve verikleri ifadeleri havuz medyasından tanıyorsunuz. Günlerce darbe toplantısının Ankara’da hangi villada yapıldığına dair haberler izlediniz okudunuz. İşte o haberler Kuzgun ve Şapka isimli iki gizli tanığın ifadesinden derlenen bilgilerdi.
Yani darbe davasının en önemli iki tanığı, darbeye son şeklinin verildiği o toplantıda yer alan iki tanık bunlar. Haliyle bu iddialar o kadar önemli ki savcının bu iddiaları ispatlarsa hem darbenin doğrudan Fethullah Gülen’in talimatıyla yapıldığını ispatlar, hem de Gülen cemaatine nefes aldıracak bir ortam bırakmaz. İşte bu kadar önemli o iddiaları bir de savcının ittianamesinden okuyalım:
“Gizli tanıklar ŞAPKA ve KUZGUN’un ifadelerinde anlatıldığı gibi; 6-7-8-9
Temmuz 2016 tarihinde Ankara Konutkent’teki villada son hazırlık ve değerlendirme
toplantısı yaptığı, toplantıya; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin farklı birimlerinde görev yapan örgüt
mensubu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızan darbeci askerlerden de katılanlar olduğu, kurmay
yarbay Turgay Sökmen, kurmay albay Bilal Akyüz, kurmay yarbay Mustafa Barış Avıalan,
Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tuğgeneral Gökhan ġahin Sönmezateş, Koramiral Ömer Faruk
Harmancık, Kurmay albay Murat Koçyiğit’in de toplantıya katılanlar arasında olduğu,
toplantıyı Adil Öksüz’ün yönettiği, toplantıya katılanlara namaz kıldırdığı, namazdan sonra
“arkadaĢlar 15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işlerden bir tanesinin görevlendirme
verilecek kuvvetlerle cezaevlerinde tutuklu bulunan cemaat mensubu kişileri vakit
kaybetmeksizin cezaevlerinden çıkarmak olduğunu” söylediği, toplantı sırasında zaman zaman yan odaya geçerek ABD ülkesinde yaşayan örgüt lideri Fetullah Gülen ile durum değerlendirmesi yapmak amacıyla telefon görüşmeleri yaptığı, bu görüşmelerden sonra toplantı odasına geldiğinde; toplantıya katılanlara “arkadaşlar biraz önce içerideki odada büyüğümüzle (örgüt lideri Fetullah Gülen) görüştüm, sizlere selamı var. Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul’da olacağım, oradan yurtdışına uçacağım, bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim” dediğini,
silahlı darbe giriĢiminin başarı ile sonuçlanamayacağı görüşü belirtildiğinde ise orada bulunan herkese “ bu tür olumsuz düşüncelerle şeytanı içimize karıştırmayalım. Allah’ın yardımı ile bu iş olumlu sonuçlanacaktır.” dediği anlaşılmıştır.”
Bu ifadelerden ne anlıyorsunuz? Adil Öksüz bizzat yukarıda belirtilen tarihlerde darbeye son şeklini vermek için toplantılar yapmış ve bu toplantılar hakkında telefon ile Fethullah Gülen’e bilgi vermiş. Bir savcıyı geçtim orta zekalı lise mezunu biri bile bu ifadeleri okuyunca “aha yakaladım” diye ifadelerin peşine düşer ve Adil Öksüz’ün telefonda kiminle konuştuğuna dair HTS kayıtlarını çıkarır değil mi? Savcı bu bilgiyi ıspatlarsa Fethullah Gülen’i ABD’den getirebilecek en büyük delile de ulaşmış olacak.
Peki bizim savcımız öyle mi yapmış?
İddianameden anlıyoruz ki savcı kendisinden beklendiği gibi Adil Öksüz’ün HTS kaytılarını araştırmış. İddianameye giren HTS kayıtlarına göre Adil Öksüz’ün kullandığı telefonlardan kimlerle hangi tarihlerde görüştüğünün dökümü şu şekilde verilmiş:
“Detayları HTS analiz raporundan anlaşılacağı gibi, Şüpheli Adil Öksüz’ün
kullanmış olduğu 0530… nolu telefon hattı ile; 13/07/2016 tarihinde saat 17:02’de
0532… nolu hattı kullanan ve Sakarya Akyazı baz istasyonundan hizmet alan C.
- tarafından arandığı, saat 18:13’de İstanbul/Samandıra baz istasyonundan hizmet alan
Şüpheli Adil Öksüz’ün Y. E.’nin kullanmış olduğu 0536… nolu hattı ile telefon
görüşmesi yaptığı, 14/07/2016 tarihinde saat 13:32 ‘de Şüpheli Adil Öksüz’ün 242… nolu
hattı ile telefon görüĢmesi yaptığı, 15/07/2016 tarihinde saat 15:30’da şüpheli Adil Öksüz’ün
Sakarya Üniversitesi adına kayıtlı 264… nolu hat ile telefon görüşmesi yaptığı,
16/07/2016 tarihinde saat 11:30’da 0533… nolu hattı kullanan ve Kadıköy/İstanbul baz
istasyonundan hizmet alan M. K. A. B.’ndan mesaj aldığı, 17/07/2016 tarihinde saat 15:15’de H. B.’nın kullanmış olduğu 0505… nolu hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve Şüpheli Adil Öksüz’ün bu görüşme sırasında Etimesgut baz istasyonundan hizmet aldığı, saat 15:16’da M. G.’in kullanmış olduğu 0546…
nolu hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve bu görüşme sırasında şüpheli Adil Öksüz’ün
353… Etimesgut baz istasyonundan hizmet aldığı, saat 15:20’de H. B.’nın kullanmış olduğu
0505… nolu hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve şüpheli Adil Öksüz’ün bu görüşme
sırasında Etimesgut baz istasyonundan hizmet aldığı,saat 15:23’de A. M.
D.’nın kullanmış olduğu 0533. nolu telefon hattı ile görüşme yaptığı ve şüpheli
Adil Öksüz’ün bu görüĢme sırasında Etimesgut baz istasyonundan hizmet aldığı, saat 15:25’de
- B.’nın kullanmış olduğu 0505. nolu hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve
Ģüpheli Adil Öksüz’ün bu görüşme sırasında Etimesgut baz istasyonundan hizmet aldığı, saat
15:30’da Av.A. Ç.’ın kullanmış olduğu 0532. nolu hattı ile mesajlaştığı,
18/07/2016 tarihinde saat 08:01’de Z. Ç.’ın kullanmış olduğu 0505. nolu hattı ile
telefon görüşmesi yaptığı ve şüpheli Adil Öksüz’ün bu görüşme sırasında Ankara Esenboğa
Havalimanı baz istasyonundan hizmet aldığı, 18/07/2016 tarihinde saat 09:27’de Z. Ç.’ın
kullanmış olduğu 0505… nolu hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve şüpheli Adil
Öksüz’ün bu görüşme sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı baz istasyonundan hizmet aldığı,
18/07/2016 tarihinde saat 11:10’da M. Y.’ın kullanmış olduğu 0537…. nolu
hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve şüpheli Adil Öksüz’ün bu görüşme sırasında
İstanbul/Üsküdar baz istasyonundan hizmet aldığı, 18/07/2016 tarihinde saat 22:48’de L.
C.’ın kullanmış olduğu 0506… nolu hattı ile telefon görüĢmesi yaptığı ve şüpheli
Adil Öksüz’ün bu görüşme sırasında Üsküdar/İstanbul baz istasyonundan hizmet aldığı,
18/07/2016 tarihinde saat 23:47’de M. Y.’ın kullanmış olduğu 0537… nolu
hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve şüpheli Adil Öksüz’ün bu görüşme sırasında
İstanbul/Atatürk mahallesi baz istasyonundan hizmet aldığı, 19/07/2016 tarihinde saat 12:43’de
- C.’ın kullanmış olduğu 0506. nolu hattı ile telefon görüşmesi yaptığı ve
Ģüpheli Adil Öksüz’ün bu görüşme sırasında Sakarya/Akyazı baz istasyonundan hizmet aldığı,
20/07/2016 tarihinde saat 13:02’de Sakarya Üniversitesi rektörlüğü adına kayıtlı 264956730
nolu hat ile telefon görüşmesi yaptığı, 21/07/2016 tarihinde saat 10:22:34’te ABD
Başkonsolosluğu adına kayıtlı 212… nolu hattan şüpheli Adil Öksüz’ün kullandığı 0530… nolu telefon numarasının arandığı,
Ayrıca Ģüphelinin 04/06/2016 tarihinde Lüksemburg ülkesinde kullanılan
352… nolu hat ile telefon görüşmesi yaptığı, 10/07/2016 tarihinde Ġngiltere ülkesinde
kullanılan 447… nolu hat ile mesajlaştığı,
Ayrıca şüpheli Adil Öksüz’ün 21/08/2010-07/02/2012 tarihleri arasında Y.
- adına kayıtlı 0538…. nolu telefonu ve A. T. adına kayıtlı 0534…
nolu telefonu kullandığı, bu dönemde Şüpheli Adil Öksüz’ün kullandığı bahse konu hatlar ile
darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi’nde
Tuğgeneral rütbesiyle görev yapan Ģ. R. Ü. ile 177 kez telefon görüşmesi yaptığı,
ġüphelinin kullanmış olduğu 01388400411… Imei nolu ve 0530…
nolu hattın takılı olduğu telefonuna 19/08/2014 tarihinde Bylock programını yüklediği ve
kullandığı ANLAŞILMIŞTIR”
Gördüğünüz gibi Adil Öksüz’ün HTS kayıtlarından kiminle ne zaman ne kadar görüşme yaptığıan dair tüm detaylar verilmiş. Peki buda ne eksik?
Darbe iddianamesinin ana omurgasını oluşturan Ankara’daki toplantıya ait iddialar. Kuzgun ve Şapka ne demişti? Adil Öksüz 6-9 tarihleri arasında toplantı yaptı, yan odaya geçip telefonla görüştü, konuyu Fethullah Gülen ile müzakere edip bize Gülen’in selamını getirdi dememiş miydi?
Peki tüm iddiası “DARBEYİ GÜLEN YAPTI” olan bu iddianamede her şeyi aydınlatacak o telefon görüşmelerine dair HTS kayıtları nerede?
Savcı neden o toplantıda yapıldığı iddia edilen telefon konuşmasının HTS kayıtlarını araştırmaz?
İki ihtimal var. Ya Şapka ve Kuzgun adlı gizli tanıklar yalan söylüyor, öyle toplantı olmadı, toplantı olduysa bile telefon görüşmesi olmadı, ya da Adil Öksüz o toplantı sırasında yan odaya geçip Fethullah Gülen ile görüşüyorum diye başka birileriyle görüşüt ve savcı Öksüz’ün kiminle görüştüğünü gizlemek istiyor.
Eğer Şapka ve Kuzgun bariz yalan söylüyorsa o zaman Adil Öksüz’in Akıncılar hava üssüne yakın bir yerde yakalanmasından sonra darbedeki rolüne dair son toplantı yalan. Bu durum darbe iddianamesinin omurgasını çökerdir.
Ya da Adil Öksüz bir başkasıyla görüşüyordu ve savı kimlerle görüştüğü ortaya çıkmasın diye Adil Öksüz’ün HTS kayıtlarını özellikle sınırlı tuttu.
Ayrıca darbe iddianamesinden anlıyoruz ki, Adil Öksüz gözaltındayken bile durmadan telefonla görüşmüş. Telefonuna el konulmamış. İnsanların çırıl çıplak soyulup her şeylerine el konulduğu bir ortamda nasıl oluyor da Adil Öksüz sürekli telefonla konuşuyor?
En az yukarıdaki kadar önemli soru şu Adil Öksüz’ün HTS kayıtları neden darbe toplantısının yapıldığı söylenen tarihten, 6-9 Temmuz 2016’dan dan değil de 10 Temmuz 2016’dan başlatılıyor ve 13 Temmuz 2016’dan itibaren gün gün veriliyor?
Yoksa Adil Öksüz eğer yapıldıysa o toplantıdan önce MİT veya AKP’den birileriyle görüştü, darbeyi Cemaate yıkmak için kumpası kurdu, kendisini Cemaat abisi sanan subayları tuzağa düşürdü de o mu gizlenmek isteniyor?
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...
