Emre Uslu
Yanlış barış: KCK çakma çıktı

Bülent Arınç, sonunda beklenen açıklamayı yaptı ve Kürtlerin haklarını yeni anayasa ile birlikte vereceklerini belirtti. Bence zamanlaması da tonu da doğru bir açıklamaydı.Zamanlaması doğruydu zira PKK ile mücadelede devletin elinin üstte olduğu bir zamanda yapıldı ve PKK ile mücadelenin bir aracı olarak değil Kürtlerin hakkı olduğu için şimdiye kadar verilmemiş haklarını vereceklerini açıkladı. Böylece benim uzun süredir atını çizdiğim Kürt hakları PKK ile mücadelenin veya müzakerenin rehinesi yapılmamalı noktasına bir adım daha yaklaşmış olduk.


Ben Arınç’ın PKK ile müzakereleri başlatmak için Öcalan’ın beklediği çağırıyı yaptığını sanmıyorum.
 Zaten Arınç’ın açıklamasına PKK en az MHP kadar sert tepki verdi. Arınç’ın açıklamasınıANF “kusma etkisi yaratan cinsten” olarak tanımladı. PKK’dan beklenen bir açıklama. Zira PKK’nın derdi Kürtlerin haklarının verilmesi değil Kürtlerin haklarının PKK ile müzakereler ile “kazanılması”. Böylece PKK’nın o bölgede hâkimiyet kurması. KCK yapılanması da zaten post-PKK dönemine hazırlık için yönetim örgütlenmesi olarak kurulmuş bir yapı.

Dikkat edin PKK son bir kaç ayda ölen yüzlerce PKK militanı için bir kelime bile açıklama yapmazken KCK için açıklama üstüne açıklama yapıyor. Öcalan’da “Benim çözüm önerim KCK sistemidir. Devlet KCK’yi suç sayarsa Avrupa’dakiler de, Kandil’dekiler de, Mahmur’dakiler de dönmez” diyor.


KCK’nın Öcalan ve PKK liderleri için neden bu kadar önemli olduğunu anlamak için KCK yapılanmasının taklit edildiği Güney Afrika modeline bakmak gerekiyor.
 Öcalan’ın kendisini Mandela’ya benzettiği bilinir. KCK yapılanması ve sözleşmesine bakıldığında KCK sözleşmesinden KCK içinde kurulan yapılara varıncaya kadar Mandela’nın Afrika Ulusal Kongresi (ANC) yapısına çok benzediği görülür.

Mandela, ANC yapılanması altında bir çok kabileyi ve grubu birleştirmeyi hedeflerken Öcalan’da KCK ve daha üstünde KNK (Kürt Milli Kongresi) çatısı altında dört bölgedeki Kürt toplumunu ve bu bölgede yaşayan Asurîleri, Süryanileri, dindarları birleştirmeyi hedefler. Bu nedenle KCK’nın paralel bir unsuru olarak KDK kurulmuştur.


Öcalan neden KCK yapısına ihtiyaç duydu?

Öcalan Mandela’nın serbest bırakılması sürecinde kurduğu yapılanmayı örnek almış. Mandela kurduğu sistem ile öncelikle ANC’nin etkili olduğu yerlerde devleti işlemez hale getirmiş. Örneğin mahkemeler çalışamaz, polis iş yapamaz olmuş. Bunu sonucunda zaten meşruiyeti bulunmayan devlet fonksiyonel olarak da işlemez olduğundan Mandela ile pazarlığa mecbur kalınmış. En azından Öcalan’ın Mandela modelinden anladığının bu olduğunu görüyoruz. Öcalan’da Güneydoğu’da en azından bir kısım Kürt için meşruiyetini yitirmiş devleti, fonksiyonel olmaktan çıkaracak KCK modelini devreye soktu. Bu nedenle KCK çok önemli PKK liderliği için. Türkiye Güney Afrika’ya benzemez diyenler olacaktır. Doğru tam da bu nedenle Öcalan’ın Mandela’dan kopyaladığı çakma KCK modeli hemen her gün patlak veriyor. Dahası PKK unsurları da Öcalan’ın ne yaptığını iyi anlamadığından o modeli tam uygulayamıyorlar.

KCK yapısı ile ANC yapısı arasındaki en net paralellik her iki yapıda da aynı adı taşıyan “Öz Savunma Güçleri” yapılanmasıdır. Öz Savunma Güçleri Güney Afrika’da “yönetilemezlik” stratejisi üzerine kurulmuş, devletin fonksiyonlarını boşa çıkarmayı hedeflemiş, ayrıca devlet şiddetine karşı toplumun reaksiyonundan destek almış halkın asayiş gücü olarak kuruldu. PKK’da bu yapılanma KCK’nın bir parçası olarak ortaya çıktı ve stratejisi aynı temele dayanır. Bu nedenle sokaklarda polis taşlayan protestocuların elinde “KCK asayiş” yazan kartonlar görürsünüz.

ANC’nin öz savuma güçlerinin temel görevleri kendi bölgelerini sokaklara barikatlar kurarak, devriyeye çıkarak, güvenlik güçlerinin araçlarının hızını kesecek yöntemlerle güvenlik güçlerine karşı savunmak şeklinde belirlenmiş. KCK’nın öz savunma güçleri de aynı taktikleri birebir uygulamaktalar. ANC’nin öz savunma güçleri de tıpkı KCK’nınkiler gibi polis karakollarına, kaymakamlıklara veya belediyelere el yapımı bombalarla saldırarak devleti yönetemez hale getirmeyi hedeflemişler.

ANC’de öz savunma güçleri 1990 yılında ANC’nin silahlı gücü MK silahlı mücadeleyi durdurmasının ardından ortaya çıkan boşluğun rakip grupların doldurmasını önlemek ve devlete karşı halkın içinden bir mücadele başlatmak için kurulmuştu. KCK’da da asıl hedefin PKK sonrası süreçte toplumsal kontrolü kaybetmemek olduğu, PKK’lıların tıpkı ANC’nin silahlı güçleri MK gibi orduya dâhil edilmesi gerektiğini Karayılan’da diğer PKK liderleri de açıktan ifade ediyor.

Daha da kötüsü PKK içindeki şahinler Arap Baharı’nın rüzgârına kapılıp Güney Afrika modeline göre örgütledikleri KCK yapısına Arap entarisi giydirmek istediler. Diyarbakır’ı Tahrir Meydanı’na dönüştürmek istediler. Afrika modeli Türkiye’ye uyar mı diye tartışmadan bir de Arap Baharı serpiştirmek istediler ve savaş başlattılar. Bu hale geldiler.


Ahmet Altan, PKK yanlış bir strateji ile savaşı başlattı diyor. Çok haklı. PKK sadece savaşı değil, barışı da yanlış model üzerinden kurmaya çalışıyor. Güney Afrika modeliyle barış gelmez buraya. Türkiye Güney Afrika değil, Kürtler de ezilen yüzde 80 Afrikalı halk değil; Öcalan’da Mandela değil.

Yanlış savaşın da, yanlış barışın da hesabını vermeyen PKK liderliği “Kürt analar çok gerilla doğuruyor dedikçe”, Kürt halkı da ölen evlatlarının hesabını PKK liderlerinden sormadığı sürece barış zor gelir.


Eğer KCK modeli, Öcalan’ın tek barış modeliyse peşinen söyleyeyim bu yanlış barış modelidir. Sonuç vermez…


[email protected]

Taraf: 24-12-2011

http://taraf.com.tr/emre-uslu/makale-yanlis-baris-kck-cakma-cikti.htm

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...