Geçen aylardan Bingöl’de sağ yakalanan ve askerin parkasını verdiği PKK’lı henüz 16 yaşında bir çocuktu. Nedende kimse bu çocuğun PKK’daki durumunu sorgulamadı. Türkiye’de çocuk işçiler, çocuk evlilikleri büyük gürültüyle gündeme getirilir. Ama PKK’nın istihdam ettiği çocuk savaşçılar konusunun kapağını bile açmıyor. Örneğin İnsan Hakları Dernekleri PKK’daki çocuk gerillalar konusunda bir raporu bırakın bir kelime bile açıklama yapmamıştır.

Batılı gazeteciler Kandil’deki çocuk savaşçılara mutlaka kamera tutar. Bizim gazeteciler Kandil’e gider, PKK içindeki çocuk askerleri de görürler, ama bunun insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu belirtip PKK liderlerine karşı iki kelimelik bir eleştiri yazmazlar. Bu yüzden çocuk savaşçılar konusunda şimdiye kadar Türk medyası iki kelimelik haber yapmamıştır. Oysa kuruluşundan beri PKK’daki çocuk savaşçıların oranı hayli yüksekti.

Çocuk savaşçılar meselesi uluslararası literatürde insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde sayılıyor. En son geçen haftalarda eski Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor uluslararası mahkeme tarafından savaş suçlusu ve insanlığa karşı suç işlemekten suçlu bulundu. Sierra Leone iç savaşında Taylor özellikle çocuk savaşçıları iç savaşta kullandığından dolayı savaş suçlusu ve insanlığa karşı suç işlemekten suçlu bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarını Koruma Konvansiyonu ve Opsiyonel Protokolü’nde yer alan düzenlemelere göre çocuk savaşçılar kullanmak temel insan hakkı ihlali olarak tanımlanıyor. Bu bağlamda çocuk savaşçıların herhangi bir silahlı guruba katılmasını sağlamak insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde değerlendiriliyor. Zaten mahkemenin Charles Taylor’a verdiği ceza bu yasanın hukuksal uygulamasına örnek teşkil ediyor.

Konuyu PKK açısından değerlendirdiğimizde durum çok net. Tıpkı Charles Taylor gibi başta Abdullah Öcalan olmak üzere tüm PKK liderleri çocuk savaşçı kullanmak ve onları PKK’ya kazandırmaktan insanlığa karşı suç işliyorlar. Üstelik bu suçlarını öylesine bir şekilde itiraf ediyorlar ki devlet belgelerine bile başvurmaya gerek yok. Bizzat PKK’nın sitesinde yer alan şehitler albümünde yer alıyor bu bilgiler.

Charles Taylor davası PKK liderleri açısından süreci öylesine kritik kılıyor ki artık medeni dünyada hareket etme olanakları neredeyse yok. Diyelim ki MİT’in önerdiği protokolleri taraflar kabul etti, PKK liderleri Norveç gibi bir Batı ülkesine gitti. Diyelim ki Abdullah Öcalan da hapisten çıkıp Meclis’e geldi. Çocuk savaşçı kullanmak uluslararası hukukta savaş suçu ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kabul edildiğinden herhangi bir kurum veya kişi eğer PKK liderlerini insanlığa karşı suç işlemekten dolayı şikâyet eder ve uluslararası hukuk mekanizmasını çalıştırırsa PKK liderleri de tıpkı Charles Taylor gibi yargılanır. Bu suçlar insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisinden olduğundan milletvekili dokunulmazlığı dahi kazansalar uluslararası mahkeme önüne çıkmaktan kendilerini kurtaramazlar.

Bizzat PKK’nın yayınladığı bilgilere göre PKK’ya çocuk yaşta katılanların oranı yüzde 35. Yani bir bakıma PKK çocuk savaşçıların omuzlarında sürdürüyor bu savaşı. Bu konu uluslararası çocuk hakları örgütlerinin gündeminde. Örneğin AFP’nın Kandil’de çektiği ve 15 yaşındaki PKK’lı militanların yer aldığı görüntüler bu örgütlerin sitelerinden duyuruluyor ve uluslararası kamuoyunun dikkati bu konuya çekilmeye çalışılıyor.


PKK kaynaklarına baktığımızda 12 yaşında PKK’ya katılmış kız çocukları bile var.
Örneğin H.İ. bunlardan biri. PKK’nın kendi sitesinde yer alan bilgilere göre H.İ. 1984 yılında doğmuş ve 1996 yılında PKK’ya katılmış. Bunun gibi 12 ve 13 yaşında PKK’ya katılmış, eline silah tutuşturulup insan öldürmeye gönderilmiş yüzlerce çocuk var. Bunları da bizzat PKK sitesi yayınlıyor. İşte bu uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenmiş bir suç.

12 ve 13 yaşında çocukların gönüllü olarak PKK’ya veya başka bir silahlı gruba katılmaları hukuken kabul edilebilir bir durum değil. Bu nedenle de her ne kadar silahlı guruplar bu çocukların gönüllü olarak PKK’ya katıldığını iddia etse de uluslararası mahkeme bunu çocukları alıkoyma ve köleleştirme olarak görüyor. Charles Taylor ayrıca bu suçlardan da ceza aldı.

Peki, PKK ile her platformda mücadele eden devlet PKK’nın bu çocuk savaşçılarını uluslararası hukukun dikkatine sunup, PKK liderlerinin insanlığa karşı suç işlediklerini belirtip yargılanmalarını neden istemiyor?

Çünkü devlet Güneydoğu’da olan çatışmanın uluslararası hukukta bir iç savaş olarak tanımlanmasını istemiyor. Bunun bir terör sorunu olduğunu savunuyor. Eğer iç savaş olarak tanımlanırsa uluslararası camianın müdahale etme hakkının olduğundan devlet PKK’daki çocuk savaşçılar sorununu uluslararası hukuka taşımıyor kendi hukuk sistemi içinde de yargılanmasını istemiyor. Çocuk istismarına çok duyarlı numaraları yapan medya da bu nedenle suskun ve konuyu gündeme getirmiyor.

Bu durum PKK liderlerini sorumluluktan kurtarmıyor. Nitekim Charles Taylor devlet başkanı olmasına rağmen şimdi yargılanıyor. Yarın bu kirli savaş biterse PKK liderlerinin insanlığa karşı suç işlemekten yargılanması halen masada duracak.

Bu savaş biraz da bu nedenle kirli. Hem PKK hem de devlet bu savaşta çocukların kirli bir şekilde kullanıldığını biliyor. İkisinin de işine geldiğinden kimse bu insanlığa karşı suça sesini çıkarmıyor…


[email protected]

twitter/Emreuslu

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...