İki haftadan bu yana Hakkâri’de olanlar hakkında herkesin merak ettiği soru şu: PKK ne yapmaya çalışıyor?

PKK’nın planına göre Şemdinli şehir merkezinde bir çatışma öngörülmüştü. Tepelerde kurulu ağır silahlar sadece şehir içindeki PKK unsurlarına destek vermek üzere Şemdinli’de bulunan güvenlik birimlerine yönelik saldırı amacıyla kurulmuştu.

Eğer PKK bu planını uygulayabilseydi güvenlik birimleri ile halk karşı karşıya gelecek Şemdinli merkezinde yüzlerce sivil ölmüş olacaktı. PKK bu planı uygulayamadı çünkü halk bir eylem olacağını sezerek düğün gibi toplu faaliyetleri yapmadı, akşamları erkenden evlerine çekildi. Böylece PKK halk ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirecek bir ortam bulamadı ve şehir içinden başlatacağı eylemi yapamadı. Güvenlik birimleri de tepelerdeki PKK unsurlarına karşı operasyon başlatarak PKK’nın planını bozdu ve PKK için “mükemmel plan” birden “intihar saldırısına” dönüşmüş oldu.

Peki, PKK bunu neden yapıyor?


Konunun Suriye ve İran aklıyla ilgisi var. Ancak PKK’yı bu iki ülkenin piyonu/taşeronu olarak görmek de yanlış.
PKK’da bu iki ülke ile girdiği taşeronluk ilişkisi üzerinden kendi menfaatinin peşinden gidiyor. Yani PKK’nın Hakkâri’de yaptıkları hem İran’ın hem Suriye’nin çıkarına olduğu gibi daha çok da PKK’nın çıkarına.

Hakkâri eylemliliğinde PKK’nın çıkarını anlamak için PKK’nın 4. Stratejik Mücadele Dönemi’ndeki hedefini bilmekte ve mevcut konjonktürü nasıl okuduğunu anlamakta yarar var.

PKK 4. Stratejik Mücadele Dönemi’ni “varlığını koruma ve özgürlüğü sağlama” için “sonuç alıcı bir dönem” olarak tanımlamıştı. PKK yayın organında yer alan bir analize göre “Özgürlüğü sağlama, Kürtlerin toplumsal haklarının garanti altına alınmasıyla demokratik özgürlükçü bir çözüme karşılık gelir. Yani devlet çözüme gelmezse Kürtlerin kendi çözümünü inşa edecekleri bir süreç. Demokratik Özerklik, Demokratik Konfederal yapılanma ile sağlanacak olan budur. Yani toplumun örgütlendirilmesi. Örgütlendirilen topluma karşı baskı ve zulüm uygulayanlara karşı ‘Devrimci Halk Direnişi’ ile karşılık verileceğidir. Bunun topyekun hali ise Devrimci Halk Savaşı olarak tanımlanıyor.”

Bu durumda PKK’nın Hakkâri’de yapmaya çalıştığı şu: PKK, geçen yıl ekim ayından Uludere faciasına kadar geçen dönemdeki nokta operasyonlarıyla devletin eline geçen Hakkâri’deki inisiyatif üstünlüğü yeniden ele geçirmek istiyor.

Maalesef PKK özellikle 7 Şubat MİT krizinden sonra KCK yapılarının içinden MİT elemanları çıkıyor diye durdurulan KCK operasyonları yapılmadığından PKK Hakkâri’de inisiyatifi yeniden ele geçirmiştir. Son iki aylık dönemde de Ramazan ateşkesi yolda 2. Müzakere süreci başlayacak diye gevşetilen ortamda da PKK ağır silahları şehirlerin çevresine yığarak bu inisiyatifi pekiştirmiştir. Şu anda Hakkâri’de devlet şehirlere ve karakollara sıkışmış durumdadır. Bunun en büyük müsebbibi de Ankara’daki KCK operasyonlarını engelleyen zihniyettir. Bu operasyonlar durdurulduğu için PKK Hakkâri ’de yeniden networku kurmuş ve inisiyatifi ele geçirmiştir.


PKK’nın inisiyatifi ele geçirmesi 4. Stratejik Mücadele Dönemi’nde öngördüğü “Kürtlerin kendi çözümünü inşa etme sürecini” inşa etmesine fırsat sağlıyor. Yani KCK yapılanmasını Hakkâri’de kuruyor.
Bölgede geçen yıl Kavaklı operasyonuyla son verilen “KCK mahkemeleri”, “KCK vergi unsurları,” “KCK askere alma birimleri,” “KCK asayiş” gibi yapılar yeniden oluşturuldu ve halkın üzerine baskı yaparak devlete paralel bir devlet yapısı kuruldu.

Bu durum açıkça bilinmesine rağmen ve yerel birimlerin Ankara’dan talebine rağmen bu yapıyı dağıtıp inisiyatifin yeniden devletin eline geçmesini sağlayacak operasyonlara, özellikle KCK operasyonlarına izin verilmedi. Bu da PKK’nın Şemdinli ve Çukurca’yı düşürmeye yönelik hamlesini getirmiştir. Bundan amaç Hakkâri’de ele geçirdiği inisiyatifi derinleştirmek ve “burada devlet yok KCK var” duygusunu derinleştirerek devletin kurumlarını işlevsiz kılmaktır.

Eğer güvenlik birimleri eş zamanlı olarak KCK operasyonu yapmazsa ve geçen yıl Kazan Vadisi’ndeki tarzda nokta operasyonlarla inisiyatifi yeninden ele geçirmezse Hakkâri’de PKK’nın öngördüğü KCK sistemi iyice yerleştirilmiş olacaktır. Bunda operasyonları engelleyen Ankara’daki müzakereci zihniyetin katkıları azımsanamaz.

Konjonktürel olarak bakıldığında PKK Türkiye’nin en zayıf olduğu ânında saldırıya geçiyor. PKK şöyle düşünüyor: “Biz Eylem yaptıkça rejim sarsılıyor, gizli çelişkileri ortaya çıkıyor ve ordunun savaş iradesi kırılıyor.” Dolayısıyla PKK Türkiye’nin en zayıf ânında kapsamlı bir saldırı Ankara’yı sarsıp AKP hükümetini zor durumda bırakıyor. Böylece AKP hükümetini yıkmayı planlıyor. Nitekim daha önce de yazdığım gibi PKK’nın deklare ettiği 4. Mücadele Dönemi’ndeki en belirgin hedeflerinden biri AKP’yi bölgeden silip, mümkünse AKP hükümetini yıkarak devleti çözüme zorlamak. Bunu yapmak için de maalesef yine Ankara’daki Erdoğan’a en yakın kurumlardan azımsanmayacak destek alıyor.

Uludere’de köylülere ölüm yağdıran Ankara’daki o akıl, bugün Hakkâri’de PKK’nın yaratmaya çalıştığı fiili devletsiz bölge girişiminin de temellerini atmıştı. Hakkâri’de iklimi bozup Ankara’da gözleri ve duyguları körelten bu aklı görmek için müneccim olmaya gerek yok.


[email protected]

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...