Milletvekili listesinde Boynukalın depremi oldu. Tabi bu deprem parti için değil, Boynukalın için geçerli..

Bu genç adam şimdi boşuna mı Hürriyet gazetesini bastı? Arkasına kalabalıkları alarak, bir lider edasıyla ve kameralar önünde boğazı çatlayana kadar bağırıp, ‘’seçim sonucu ne çıkarsa çıksın seni başkan yaptırtacağız’’ diye boşuna mı meydan okudu? Boşuna mı hürriyet yazarlarını dayak atmakla tehdit etti?

Hayat ne ilginç değil mi?

Gözü karalığın, meydan okumanın işe yaradığı ve yaramadığı zamanları iyi ayırt etmek lazım. Duruma göre prim verilen cengaver tavırlar her daim makbul değildir. Aksi takdirde ne olduğunu anlamadan kötü çocuk oluverirsin. Şu bir gerçek ki; gözü karalık başkalarının paşa keyfi için yapıldığında yiğitlik olmaktan çıkıp başa bela olarak döner.

Başarılı ve başarısız insanı tanımak için 2 önemli detay vardır:

  • Kendi motivasyonu sağlayanlar 2- Kolay gaza gelenler

Eğer bir kişi kolay heyecana gelip, o işi hemen yapmak istiyorsa yani gaza geliyorsa ondan başarı falan beklemeyin. Böyleleri bir takım iş ve gruplarda, birilerinin gözüne girmek için savrulup dururlar. Başarılı insanın ise motivasyon yönü kuvvetlidir. Kendine, yani düşünce ve duygusuna hükmeder. Gaza gelmez ve odaklandığı konudan da bir anda sapmaz. Başarılı insan aklı selim düşünebilen, laf kalabalığına prim vermeyen, sağ ve sol lob uyarıcılar yardımı ile doğru ölçüp tartabilen yani ön beynini (frontal lob) kullanabilen kişi demektir.

İnsanı en çok inciten ve büyüten şey, gaza gelip heyecanla ve gönüllü yaptıklarının kendine zarar olarak dönmesidir.

Halbuki kulak verdiklerine, güvendiklerine inanmıştır. Sevdikleri onu teşvik etmiştir. Her şey onlar içindir.

Heyecanına yenik düşen kişiler her dönemde vardır ve lazımdır. Kolayca ve sorgulamadan gönüllü eylemci oldukları için her işte gereklidir. Biraz iltifat ve sırt sıvazlama onların orada çok önemli ve gerekli olduklarını hissetmeleri için yeter, artar bile..

Tecrübesiz ve ikbal duyguları ile gaza gelen gençlere kolayca hükmedenler, oturdukları yerden bir telefonla herkesi yönetirler. Sonra da bir telefonla harcarlar. Fatura yine emir verene değil, bir emirle gaza gelene çıkarılır.

Neyse, gençlere hayat tecrübesi olması açısından bu olay çok önemliydi. Kolay gaza gelen öncü birlikler olarak, siyasetteki büyüklerin yanındaki kıymetlerini anlamaları açısından kesinlikle örnek teşkil eden bir olay!

Bir telefonla birilerini kumanda eden büyükler, işler ciddiye bindiğinde acaba önce kendileri mi yoksa telefonun ucunda onları dinleyenleri mi koruyup kollar?

Zalımsın siyaset!

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...