ERDOĞAN TOPA NEDEN GİRDİ?

Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Erdoğan’a oy verelim, hükümetin işlerine karışmaz ve ortalık biraz sakinleşir” diyenler bir kez daha yanıldılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha sahnede.

Erdoğan-Baykal görüşmesi sonrasında sorulması gereken soru net!

Erdoğan bu görüşmeyi neden yaptı? Ya da neden yapmak zorunda kaldı? Aslında sorunun cevabı bizi doğruya götürecek.

Normal bir ülkede, normal şartlarda Cumhurbaşkanı, koalisyon denklemlerinin içinde yer almaz birebir görüşme yapmaz. İlgili partiye görevini verir ve arkasına yaslanıp hükümetin kurulmasını bekler.

Ama ne Türkiye normal ne de ülkedeki şartlar. Haliyle Cumhurbaşkanı da sahnede olmak zorunda(!)

Erdoğan, topa girdi. Çünkü yolsuzluk dosyaları yeniden açılmamalı, bunun için de dizginleri elinde tutmalı. Bir şekilde o koalisyonun parçası hatta en önemli ayağı olmalı.

Herkes 17 Aralık soruşturması ve 4 bakanı konuşuyor. Ama 25 Aralık soruşturması daha kapsamlı. 17 Aralık yolsuzluk binasının dört ana sütunu ise, 25 Aralık o binanın çatısı. Çatıda kimin ya da kimlerin oturduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

Manzara bu kadar net!

Onun için Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye giriyor. Meclis açılır açılmaz 17/25 Aralık dosyaları açılsın istemiyor. Zira hükümet kurulmasına gerek kalmadan CHP-MHP ve HDP, ortak bir iradeyle yolsuzluk dosyalarını Meclis’in gündemine alabilir.

Bunu en iyi bilen Erdoğan, bir partiyi yanına alarak pazarlık gücünü arttırmak istiyor; yolsuzluk dosyalarının açılmaması için uğraşıyor. Vaziyet bu iken AKP ile koalisyon kurmayı düşünen partiler bir değil on defa düşünmeli yolsuzluk dosyalarını pazarlık unsuru yaptırmamalı. Bütün bu yazdıklarıma bir de AKP’den gelen “Cumhurbaşkanı kırmızı çizgimizdir” açıklamasını eklemeli.

MHP, CHP, HDP bir şeye karar vermeli; Erdoğan’la mı yoksa AKP ile mi koalisyon yapacaklar?

Ama Meclis’in öncelikli gündemi restorasyon olmalı bunun için de adımlar hızlı atılmalı. İktidar partisinin silahsız kuvvetleri haline dönüşen yargıya neşter vurulmalı, proje mahkemeler kapatılmalı. AKP’nin yerle bir ettiği devlet kurumları geç olmadan onarılmalı.

Özetle yürütmeden önce yasama sazı eline almalı..

CAFER TAYYAR KALA

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...