Meydan Gazetesi Yazarı Ömer Şahin bugünkü köşe yazısında son günlerde siyasi partiler içinde yaşanan gelişmeleri değerlendirirken yine Ankara kulislerinin nabzını tuttu. İŞTE ÖMER ŞAHİN’İN YAZISI Siyasi fay hattı tahminlerin üzerinde hareketli. Biriken enerjiler zaman zaman öncü sarsıntılara yol açıyor ve muhtemel ‘deprem’lerin habercisi olarak görülüyor.  Hiç şüpheniz olmasın, önümüzdeki bir ya da iki ay ‘siyasi’ gelişmelere gebe. AK Parti’den CHP, MHP ve HDP’ye kadar çok şey olabilir. Zaten birisinde yaşanacak gelişme ‘domino’ etkisiyle diğerlerini etkileyecektir. En görünür gelişme MHP’de. 15 Mayıs’ta ilan edilmiş ve yapılıp yapılmayacağı henüz kesinlik kazanmayan bir kurultay var. MHP yoluna Devlet Bahçeli ile devam ederse farklı, Meral Akşener ya da bir başka isimle değişim olursa farklı bir tablo ortaya çıkar. CHP’de huzursuzluk vaki olsa da Kılıçdaroğlu’na en azından şimdilik ciddi bir rakip çıkmadı henüz. HDP, 1 Kasım sonrası abandone oldu. Türkiye partisi olma iddiasını bırakın, Kandil ve İmralı’yı da tatmin etmiyor çizgileri. Tabii en önemlisi dün biraz değindiğim gibi AK Parti’de yaşanan ve yaşanması muhtemel gelişmeler. Ahmet Davutoğlu kendisine çizilen sınırların dışına çıkma iradesi ortaya koydukça koltuğu sallantıda olacaktır. Başbakan geçici süreliğine, belirli misyonla ve sonsuz sadakat şiarıyla o göreve getirilmişti ve öyle kalması isteniyor. Dün Binali Yıldırım’ın yaptığı açıklamalar bile durumun ne denli ciddi olduğunu gösteriyor. Hep söylüyorum. Değişim o kadar kolay değil. Değiştirmenin maliyeti mevcut risklerden daha fazladır. Beştepe ‘Demokles’in kılıcı’ gibi tepede. Başbakan, bu siyasal psikolojinin etkisinden çıkarılmadan kuşatılmış bir şekilde görevine devam edebilir. Ya da her şey göze alınıp radikal adım atılacaktır. Davutoğlu’na alternatif isimleri bir süredir okuyorsunuz. Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak’tan Binali Yıldırım’a, Numan Kurtulmuş’tan Yalçın Akdoğan’a birkaç isim ön planda. Bir ihtimal daha var… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden partisinin başına geçer mi? Neden olmasın? Düşünün ki Davutoğlu’nu değiştirmeyi kafaya koydu. Kongre toplaması ve bu değişikliği yapması zor değil. Zor olan sonrası, yerine kimin geleceğiydi değil mi? Baktı, diğer isimlerle risk yaşayacak, geçer partinin başına. Yerini de geçici olarak en güvendiği isme, TBMM Başkanı  İsmail Kahraman’a teslim eder. Bunu hangi şartlarda yapar? Eğer ki dokunulmazlıklar konusunda sorun yaşanır, başkanlık ihtimali suya düşer hatta referandum için gerekli 330 sayısı bile görülmezse… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunu ciddi olarak düşüneceği konuşuluyor. Erdoğan’ın partinin başına geçmesi demek Kasım ayında erken seçim demektir. Erdoğan böyle radikal bir adımı seçime partisinin başında girip 367 milletvekilini garantilemek için atar. Sonrasında anayasa değişikliği ve kısa sürede ‘başkanlık sistemine geçiş… Bunlar çok uçuk senaryolar olarak görülse de imkansız diyemem. Dokunulmazlıklarla bağlantılı bir ara seçim ya da 400 vekil hedefleyen bir baskın seçim ihtimal dahilindedir. MHP ve HDP’nin barajın altında kalma olasılığı ve CHP’nin mecalsizliği Beştepe’yi tahrik edecek boyutta. Bu olasılığı ortadan kaldıracak görünürdeki ilk seçenek MHP kongresi. MHP’de bir değişimin, özellikle arkasına rüzgar aldığı gözlenen Meral Akşener’li bir MHP’nin siyasetteki taşları yerinden oynatacağı genel kabul gören bir görüş.

PostMedya.com

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...