SEÇİMİ KİMLER ÇALMAYA ÇALIŞTI?

Haziran seçimleri, beklendiği gibi sonuçlandı. Bağımsız bütün siyasi gözlemciler ve anketler, seçimlerin AKP iktidarının sonu olacağını söylüyorlardı. Bunu da HDP’nin seçim barajına takılmamasına bağlıyorlardı. Nitekim HDP barajı, hem de kıl payı değil, oy patlaması yaşayarak geçti. Oyunu en çok artıran parti oldu.

Peki, biz seçimlerden önce en çok neyi konuştuk? Partilerin vaatlerini mi, yoksa AKP’nin seçim hilelerini mi? Seçim kampanyası başladıktan hemen sonra partiler tek tek vaatlerini açıkladılar. Hiç şüphesiz bu dönemde en çok konuşulan konu CHP’nin asgari ücret rakamıydı. Ancak seçimler yaklaştıkça Türkiye’nin üzerine endişe bulutları çöktü. Seçimi, iktidarı kaybetmesine kesin gözüyle bakılan AKP, tereddütsüz bir şekilde seçim hilelerine başvuracaktı. Bunu hem gözlemciler, hem de fuat avni isimli twitter fenomeni yüksek sesle dile getirdi. Hatta bu seçim hilelerini yapacak isimleri bile tek tek açıkladı.

Nitekim seçim günü geldiğinde Türkiye’nin dört bir yanından hile haberleri gelmeye başladı. Almanya’da AKP’nin seçim görevlisi bir imam iki defa oy kullanmaya çalışırken yakalandı. Seçim günü plakasız araçlar, İstanbul’da okul bahçelerine konumlandırıldı. Antalya’da bir Suriyeli oy kullanmaya çalışırken yakalandı. En çarpıcı gelişme ise Denizli’de yaşandı. Fuatavni’nin bir gün önce, “oyları çalacaklar” diye deşifre ettiği isme suç üstü yapıldı. Bin üçyüzün üzerinde seçim hilesi ve usulsüzlük tespit edildi.

Bu olayların tamamı gözümüzün önünde yaşandı ve basın bunların hepsini tek tek haberleştirdi. Peki, ben niye bir özet geçme ihtiyacı hissediyorum? Şunun için: Bütün bu yapılanlar AKP’de, büyük bir organizasyonun varlığına işaret ediyor. Adını, sanını, parti içindeki konumunu bilmediğimiz birileri seçimi çalmak için organize olmuş. Bunun için bütün Türkiye’yi kapsayacak bir organizasyon kurmuş. Ve bu operatif elemanlar seçim günü, gelen emirle harekete geçmiş.

Başarılamayan ama teşebbüs edilen bu operasyon cezasız mı kalacak? AKP’nin seçimlerde hükümeti tek başına kurabilecek çoğunluğa ulaşamaması bu operasyonu planlayanların, uygulamaya çalışanların cezasız kalmasına neden olabilir mi? Bu yapılanları unutma hakkımız var mı? Elbetteki hayır.

AKP mevcut yasalara göre kurulmuş bir partidir. Bu partiden de, diğer partilerden de beklentimiz yasalara uygun hareket etmesi. AKP bunu yapmış mıdır? Elbette ki hayır. Seçim sürecinde uyması gereken bütün yasaları, kanun hükümlerini tüzel kişiliğini temsil eden kişiler vasıtasıyla çiğnemiştir. Öyleyse şimdi yaptırım zamanı.

Savcılar harekete geçerek, organize bir suç çetesine dönüşen oy hırsızlarını tek tek ortaya çıkarmalıdır. Binüçyüzün üzerinde seçim hilesi ve usulsüzlüğün varlığı bu işin organize yapıldığının en büyük göstergesidir. Yüzlerce olayda adres tektir ve o da AKP’dir. Savcılar bu olaylar için soruşturma açmalı ve parti içinde planlayıcılara ulaşmalıdır. Fuatavni’nin adını verdiği isimler tek tek sorgulanarak, seçim hileleri için kimin emir verdiği ortaya çıkartılmalıdır. Belki böylece Meclis’teki sayısal çoğunluğuna güvenerek her türlü hukuksuzluğu işleyen bir parti üzerinden diğerlerine de iyi bir ders verilir. Demokrasi kendisini yok etmeye çalışan, yapılara karşı çaresiz değildir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılık’ı ya da ilgili hukuki birimler organize suç şebekesini ortaya çıkarmalı, Seçim Çetesi’nden hesap sorulmalıdır. Seçim çalmaya kalkmak cezasız bırakılabilecek bir suç değildir. Olayları tek başına ele almak, sadece adı karışanları tek tek cezalandırmak anlamsızdır.

Seçim hilelerinin üzerine gidildiğinde, zaten partinin içine sızmış ve onu ele geçirerek organize suç şebekesine dönüştürmüş kişiler de ortaya çıkartılacaktır. Bu soruşturma hiç şüphesiz diğer yolsuzluk dosyalarına ve soruşturmalarına uzanacaktır. Bunun da ötesinde iş Anayasa Mahkemesi’nin parti kapatma davasına kadar gidebilir. Böylece o tarihi davada neler olduğunu, kimlerin kimlere neler verdiğini de öğrenme şansımız olur.

AKP bundan böyle siyasi hayatına devam etmek istiyorsa, sadece sandıkta değil aynı zamanda hukuk önünde de aklanarak ortaya çıkmalıdır. Yoksa tarihte kapatılan partiler mezarlığına dahil edilmelidir. Türkiye’nin, seçilmiş milletvekilleri eliyle diktatörlüğe dönüştürülme girişiminin bir daha yaşanmaması için işlenen suçlar cezasız kalmamalıdır.

Tuncay Opçin

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...