Havuz medyası gazetecilerin davası başlayınca ortaya dökülen komik iddialar, komik yargılama ve saçma suçlamları örtmek için gazetecilerin avukatlarını hedef göstermeye başladı.  Havuz gazetesi Sabah bu sefer gazetecilerin avukatı Ömer Kavilli’yi hedef gösterdi.

Sabah hedef göstermesi şöyle gerçekleşti.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Çağlayan Adliyesi’nde görülen 25’i tutuklu 29 sanıklı  gazetecilerin davasının ikinci duruşmasında sanık gazeteci Cuma Ulus savunma yaptı. Duruşma sırasında avukatı Ömer Kavili, sanığın yanına oturmasını istedi. Mahkeme başkanı İbrahim Lorasdağı, duruşmanın sesli ve görüntülü kayda alındığı için sanığın kürsüde, kamera karşısında mikrofona konuşması gerektiğini bildirdi. Avukatın ısrarcı olması üzerine Lorasdağı, “Sanık zaten yanınızda, sizin derdiniz ne? Kaç yıllık hâkimim böyle bir şey görmedim” diyerek avukatın her duruşmayı kilitlemeye çalıştığını belirtti.

Havuz gazetesi Kavilli’nin eski emniyet müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse başta olmak üzere birçok sanığın da avukatlığını yaptığına işaret ederek Kavilli’yi Gülen cemaatiyle irtibatlandırıp tutuklatmak istedi. Sabah’ın iddiasına göre “Kavili ise mahkeme başkanını, “Konuşmanıza dikkat edin, sözlerinizi size iade ediyorum, ileride bunları müfettişlere anlatırsınız” diyerek küstahça tehdit etmiş.

Sabah’ın haberi şöyle devam ediyor:

Ulus ise savunmasında diğer sanıkların tekrar ettiği yalana sarıldı. Ulus, Bank Asya’daki hesabına Gülen’in talimatıyla değil oğlunun okul taksitleri için para yatırdığını savundu. Ulus, Lorasdağı’nın “ByLock kullandın mı?” sorusuna “Benimle ilgili böyle bir iddia, suçlama var mı” sorusuyla karşılık verdi. Lorasdağı “iddianamede yok” deyince Ulus ” O zaman cevap vermiyorum” dedi. Kavili’nin her soruda müdahalesi ve sanık ile kafa kafaya vermesi üzerine mahkeme başkanı Lorasdağı, “Cuma Ulus beni dinle, şimdi avukatını bırak” dedi. Kavili ise “Bırakamaz, beni deli gibi seviyor” diye küstahça yanıt verdi.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...