Erdoğan’ın kuklası olmasını engelleyen, kısa adamın, kibir aynasında kendisini dev görmesiydi. Neticede, “Stratejik Derinlik”e sahip koskoca profesördü. Ne eğitimi ne uzmanlığı belli olmayan bir mahalle külhanbeyinin nasıl kuklası olabilirdi! “Allah şirk, devlet şerik kabul etmez”di ama “Reis” böyle bir tercihi nasıl ve neden yapmıştı? “Reis” denilen tek bir ilah var iken “Hoca” denilecek ve Erdoğanizm dininde şirke sebep olabilecek böyle bir adım nasıl atılmıştı? “Yakınları koruyup kollamayı” emreden Reis’in dininde, “Nepotizmi yasaklayan” bir içtihadda bulununca, “Pelikan Dosyası Operasyonu” ile Reis, mü’minlerini şirke düşüren yeni tanıcırıkı, kullarını rahatsız eden icraatlerini de ona mal ederek ortadan kaldırdı. Bizler de, Reis’in neden Hoca’yı tercih ettiğini öğrenmiş olduk. Meğer, temayül yoklamalarında birinci Gül, ikinci Yıldırım, üçüncü Davutoğlu çıkmış. “Kraliçenin adamı” olduğunu düşündüğü Gül’ü, taban istese de tercih edemezdi. Yıldırım’ın “falsosu yokmuş(!)” ama karizmatik olmadığı için kukla muamelesi yapılırmış. Davutoğlu’nun kibri bilinmesine rağmen başkanlık yolunda karizmasından ve potansiyelinden yararlanmak için iki konuda kendisinden söz alınarak başa getirilmiş.

Pelikan Operasyonu, Davutoğlu’nun nasıl başa getirildiğini anlatarak başlıyor ve Davutoğlu ile beraber danışmanları Ali Sarıkaya, Osman Sert, Hatem Ete, Ertan Aydın ve Taha Özhan’ın isimleri çiziliyordu. Üzeri çizilen isimler sadece bunlar değildi. Gazeteciler Mustafa Karaalioğlu, Hakan Albayrak, Yıldıray Oğur, Etyen Mahcupyan, Ceren Kenar, İbrahim Karagül, Abdulkadir Selvi, Taha Ün, Akif Beki’nin de üzeri çizilmişti. İş adamı Murat Ülker de ismi çizilenler arasındaydı. Pelikan bildirisinde, operasyonu yapanlar kimliklerini saklamış da değildi. “Hilal Kaplan, Melih Altınok, Kurtuluş Tayiz, Cemil Barlas, Haşmet Babaoğlu gibi isimler inceden dokundurmaya başlarlar Hoca’ya. Fakat Süheyb Öğüt çok sert bir yazı yazar.” derken zaten kim olduklarını yazıyorlardı.

Pelikan Yalı’sından operasyon çeken bu ekip; Suriye’de Esad’ın düşmemesi, şeffaflık yasası, 17/25’te adı geçen dört bakanın mecliste aklanmasının teklif edilmesi, Hakan Fidan’ın milletvekili adayı yapılması ve Dolmabahçe mutabakatını Hoca’nın günahları olarak sıraladı. Sonuç olarak, İslamcıların “Hoca”sı bir blog yazısı ile onursuzca alaşağı edildi. “Reis de bizim Hoca da” diyerek olayı örtmeye çalışan İslamcılar, tam bir şok halindeydi. “Reis getirdi, Reis götürdü” diyerek tanrılarına tam bir teslimiyet gösterdiler. Lakin, mesele “sarı öküzün verilmesi” meselesiydi. “Sarı öküzü verirsek, sıra diğerlerine gelir.” diyerek Ensar Vakfındaki çocuk tecavüzlerine bile ses çıkarmayan İslamcılar, Hoca’yı “sarı öküz” olarak Pelikancılara yem ettiler. Ne de olsa, onursuzca Hoca’yı alaşağı eden Reislerinin mutlaka bir bildiği vardı!

Hikayedeki gibi sarı öküzü vermekle kurtuluş gerçekleşmiyordu. Sarı öküzü yiyen Pelikan, bu defa mavi öküzü gözüne kestirmişti. Cem Küçük canlı yayında “Radikal İslamcı Mavi Marmara manyakları”na tarihi bir ayar verdi ve “temizlenecekler” dedi. Yeni kurban isteyen Pelikan bir anda yeniden gündem oldu. Sosyal medya Pelikancılar-İslamcılar meydan savaşına tanık oldu. İslamcılar Süheyb Öğüt’ün ve Cem Küçük’ün zamanında cemaati övdükleri yazılar üzerinden olayı FETÖ’ye bağladı. Hilal Kaplan’ın açılım sürecinde attığı twitler ve yazdığı yazılar gösterilerek PKK gerillası ilan edildi. Pelikancılar ise Zaman Gazetesi’ne yapılan polis baskınında, gazete önündeki başörtülü bayanların gazlanıp, darp edilmesi fotoğraflarını paylaşarak “Sizi de böyle yapacağız.” diye tehditler savurmaya başladı.

Sosyal medyadaki meydan savaşı reel hayata da taştı ve İHH onlarca ilde Cem Küçük’e dava açtı. Bu davalar, sahibine gücü yetmeyeceğini bilen bir adamın, kendini ısıran köpeğe “hoşt” demesinden başka bir anlam ifade etmiyor. Sahibinin gözleri önünde köpekler afiyetle mavi öküzü yerken, İHH dahil İslamcılar “Köpeğin sahibinin haberi yoktur.” havasındalar. Reis’ten korktukları için sürekli köpeklerine “hoşt” demekle meşgul görünüyorlar. Mesela, İsrail ile anlaşan ve Mavi Marmara davalarını boşa çıkaran Reis’ti. “Mavi Marmara manyakları” anlaşmaya tepki gösterir gibi yapınca, “Giderken bana mı sordunuz.” diye açıktan fırça atan da Reis’ti. Münih Konferansında, “Türkiye, Mavi Marmara ile provakasyon yaptı.” diyen eski İsrail Adalet Bakanı Tzipi Livni ile selfie çektiren Mevlüt Çavuşoğlu Reis’in en sadık kapıkullarından. Gel gör ki; İHH ve İslamcılar, Reis’e diyemediklerini Cem Küçük’e diyorlar. Böylelikle, ilkesizlikleri içerisinde ilkeli görünmeye çalışıyorlar.

Reis’e secde halindeki Pelikancılar, rükuda duran İslamcıları secdeye zorluyor. Reis’in ise rüku da dahi durulmasına tahammülü yok. Mutlak secde istiyor. Özellikle Ahmet Davutoğlu alaşağı edildikten sonra, “Düşük profil biri getirilecek.” diyen Aydın Ünal’ın Pelikancıların hedefinde olmasını zevk alarak izliyorum. Pelikancı Salih Tuna ve Turgay Güler, Aydın Ünal’a twitter hesabını kapattırmıştı. Aydın Ünal ki; Erdoğan’ın söz yazarı ve en yakınlarından. Pelikan, mavi öküzü yiyebilecek mi, göreceğiz. Şöyle yaslanalım arkamıza ve “Yesinler birbirini.” demenin kafa konforunu yaşayalım.

Zulüm artarak zeval bulur

Birkaç gün önce Adana’da Kutlu Doğum etkinliği düzenlemek isteyen Furkan Vakfı cemaati mensuplarına polis çok sert müdahele etti. “Başörtülü bacım” duyarı kasanlar, Gülen cemaatinden sonra bir cemaate daha yapılan zulme susacaklar. Susacaklar, çünkü Reis’in huzurunda rüku ve secde halindeyken konuşulmaz. Rüku halindekiler korkudan susacaklar. Secde halindekiler ise AK polisin yaptığı vahşet için “merhametli gidiliyor” diye düşünüyordur. Zulümlerini artırsınlar ki, zevalleri tez olsun.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...