Bu yazı tamamen gözlem ve tecrübelerime dayanarak yazılmış bir yazıdır. Devleti ve siyaseti tanıya biri olarak, bu iddiayı ortaya atıyorum. MHP’de içindeki yarışta atım yok. Hiç bir lideri desteklemiyorum.

Ayrıca MHP’de koltuğa kimin geleceinin önemi yok. Sonuçta ona MHP delegesi karar verecek. İster Bahçeli koltuğunu korusun, ister muhaliflerden biri genel başkan seçilsin. Kongre MHP’nin hücre yenilenmesi anlamına geliyor. Türkiye’de Türk milliyetçiliğinin sahibi delvet böyle istiyor. MHP’nin sahibi Devlet’in ne istediğinin hükmü yok…

Başta Fuat Avni olmak üzere, bir çok muhalif Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin MHP kongresini erteletmek için ortak hareket ettiklerini yazıyor. Bu muhtemelen doğru bir bilgi. Ne Erdoğan MHP’nin başında yüksek profilli bir genel başkan olmasını ister ne de Devlet Bahçeli MHP’yi bırakmak ister. Bu konuda şüphe yok.

Ancak MHP’de kongre olur çünkü, başka çare yok. Hukuken –hukuk kaldıysa- hiç bir yargıtay üyesi MHP’de kongre olmasın diye görüş bildiremez. Yasalar ve MHP tüzüğü gayet açık. Velev ki Fuat Avni’nin iddia ettiği gibi, Erdoğan Yargıtay’dan adam ayarlamış olsun, Yargıtay üyeleri Erdoğan döneminin bittiğini, Erdoğan’ın uzatmaları oynadığını, bu kavgayı kaybettiğini biliyor. Dolayısıyla Erdoğan lehine “şike” yapacak bir Yargıtay üyesinin olabileceğini hiç sanmıyorum.

Olsa olsa Kongre’yi erteleyebilirler. O da en fazla Mayıs sonuna kadar ertelerler. Bundan amaç AKP’deki gelişmeleri görmek olabilir. Eğer Mayıs sonuna kadar ertelerlere, hem Devlet Bahçeli zaman kazanmış olur, muhaliflerini tasfiye eder. Hem de AKP içinden çıkabilecek olası muhalefetin önünü kesmiş olurlar.

Bunlar bile MHP’de kongrenin olmasını engelleyemez…

Sosyolojik olarak Türkiye’de milliyetçi taban dönüştü. Halkın çoğunluğu milliyetçi ama aynı zamanda muhafazakar ve dindar da. Yani taban aslında Büyük Birlik milliyetçiliğine daha da yakınlaştı. Dolayısıyla MHP’de Devlet Bahçeli’nin sürdürdüğü milliyetçi anlayış ile halk tabanı arasındaki anlayış arasında kırılma oldu.

Zaten MHP’deki kavga da bu dönüşümün yansıması. Eğer MHP yönetimi tabandaki bu kaymayı iyi okuyabilseydi MHP %10 bandında olmazdı. Böylece MHP’de liderlik tartışması da yaşanmazdı. Bu nedenle MHP’deki kongre tartışması bir sosyolojik dayatmanın sonucu. Bugün olmazsa yarın bu dönüşüm mutlaka gerçekleşecek. Yargıtay koridorlarındaki ayak oyunlarıyla sosyoloji ile savaşamazsınız…

Üçüncü ve en öneml neden şu: MHP bir devlet partisi. Artık devlet Erdoğan ile iş yapmak itemiyor. MİT’ten Genelkurmay’a devletin tercihi değişti. Bu tercih değişiminin en net yansıyacağı yer MHP olacak. Yani düne kadar Devlet Bahçeli’yi orada tutan güç artık, Devlet Bahçeli’yi orada görmek istemiyor.

Bunun basit bir nedeni var aslında. Yükselen Kürt milliyetçiliği ve HDP. Devlet yükselen Kürt milliyetçiliği ve karizmatik Selahattin Demirtaş’ın karşısısında ezilen ve arkada kalan bir Türk milliyetçiliği istemiyor. Demirtaş’ı da ezecek, devletin çelik çekirdeği temsil etme yeteneğine sahip Yüksek Profilli bir Türk lider istiyor. Bunun için artık Devlet Bahçeli’nin dönemi kapandı. Yükselen Kürt milliyetçiliğini dengeleyecek, onu alt edecek, en az Demirtaş kadar karizmatik bir Türk milliyetçisi lidere ihtiyaç var.

Bu nedenle MHP’de kongre olacak. Benim tanıdığım devlet yerinde duruyorsa böyle olacak. Erdoğan istese de istmese de böyle olacak. Eğer o devlet bittiyse MHP’de Türk milliyetçiliği de ölmüş demektir.

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...