CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi Toplantısı’nın açılışında konuştu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la aralarında yaşanan tartışmaya değinen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Salı gününe kadar süre verdiğini açıklayarak; “Sayın Cumhurbaşkanı ile aramızda özel bir tartışma var. Geçen muhtarlarla buluşmasında benim kullanmaktan utanacağım sözcükleri kullandığı için ben onları kullanmıyorum. Benim yaptığım eleştirilerin içinde tek bir hakaret içeren sözcük yoktur. Ama o yapıyor. Bence hiç önemli değil. Kişi kendi iç dünyasında nasılsa o diline vurur. ‘Aslında bu zatın asıl karın ağrısını ortaya dökerim ama ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum’ diyor. Kendisine Salı gününe kadar izin veriyorum. Şu karın ağrısı işini bir açıkla. Salı gününe kadar açıkla. Karın ağrısını gider. Emin ol ben sana Salı günü hepsinin cevabını vereceğim. Tek tek belgeleriyle. Konuşurken karından atma yok. Açık ve net tüm belgeleriyle ortaya koyacağım. Karın ağrısı çekme, Salı gününe kadar açıkla. Bakarsın Salı günü ben sana teşekkür ederim. Ama açıklamazsan Salı günü cevabını alacaksın” diye konuştu.

“O da siyasette rüzgara karşı yürüyordu”

CHP Tunceli eski Milletvekili Kamer Genç’in hayatını kaybetmesine ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, yakınlarının kendisine haber göndererek Genç’in Pazar gününe yetişmeyebileceğini söylediğini açıkladı. Toplantılarını iptal ederek Kamer Genç’i hastanede ziyaret ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu ziyaretle Genç’i son kez gördüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, “Doktorlar birkaç saat içinde hayatını kaybedebilir demişti. Öyle de oldu. Dik duruşu vardı. En renkli siyasetçilerden birisiydi. Nazım’ın rüzgara karşı yürüyen pozu var ya, o da siyasette rüzgara karşı yürüyordu. Acılarımıza sürekli farklı anlamlar katarak devam ettirebiliriz. Tıpkı Uğur Mumcu gibi. Onu da hiç bir zaman unutmayacağız. Bu ülke bize altın tepside sunulmadı. Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan doğduk. Yeni bir devrim yarattık. Babalarımızın devrimiydi. Cumhuriyeti kurarken bütün mazlum ülkelere örnek olduk. Eğer uygarlığı yakalayacaksak, emekti, işçilerdi, merdiven altında çalışan işçilerdi. Bunların bir araya gelip hak talep etmesi gerekiyordu. Ve bunun önünü açtık. Sendikalar kurduk. Sosyal demokrasiyi getirdik. Fakat henüz daha özgürlükçü demokrasi konusunda sınıfta kaldık. Bir Türlü mezun olamıyoruz. Çağdaş uygarlığa nasıl ulaşacağız? Bir hak talebine karşı o kişinin ağzını mı bantlayacağız. Bizim dördüncü devrime ihtiyacımız var. Özgürlükçü devrime ihtiyacımız var” diye konuştu.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...