İyi Şeyler de Oluyor

Türkiye’de enteresan bir sosyolojik süreç yaşanıyor. AKP muhalefeti üzerinden kimlikler, pozisyonlar, ideolojiler ve din anlayışı yeniden tanımlanıyor. Sürece dâhil olanlar ise şimdilik bunun farkında değiller. Birinci gündemleri hızla otoriteryen bir merkeze doğru hareket eden iktidarı engellemek olduğu için fiilen inşa ettikleri “yeni kimliklerini” daha sonra teorik olarak açıklama gayretine gireceklerdir.

Bu sürece Türkiye’nin sosyolojik kimliğinin üçüncü hali denilebilir. Birinci hali “Soğuk Savaş Psikolojisi”, ikinci hali Özal Liberalizmi ile belirgin bir şekilde hissedilmeye başlanan “Detant (Yumuşama) Psikolojisi” idi. İçinde bulunduğumuz üçüncü hali ise “Demokratik Koalisyon Psikolojisi” olarak adlandırabiliriz.

Aslında kimlikler ve o kimliklerin içinde hareket eden kitleler, demokratik koalisyonlarını 2002 seçimlerinde AKP’yi destekleyerek belirgin hale getirmişlerdi. Bu partiye yönelen sayısal çoğunluğun temel tercihi, ideolojik saplantılardan ve ön yargılardan kurtulmuş bir Türkiye üzerine inşa edilmesini istedikleri demokratik ve ekonomik bir kalkınma modeli idi.

Ama olmadı.

İttihatçı gelenekten bilinçaltımıza sızmış “güç kültü” halkından “vekâlet alarak” temsil makamına çıkmış olan siyasi iktidarın şahsında tekrar hortladı. Vekâlet hukukunun en basit temel kaidelerini bile yok sayarak gayri meşru eksen kayması yaşayanlar, milli irade kavramının sanallığı üzerinden millet hazinesine adeta çöktü. Çökmesi bir tarafa artık kalkmak bile istemiyor.

Medeniyeti özümseyememiş bir çeşit “hoyrat Bedevi” tavrı. Ayrı mesele…

Bütün olumsuzluklarına ve zorluklarına rağmen bu sürecin iyi tarafları da var. En önemlisi demokrasiyi fark ettik.

Hem siyaseti hem de sokakları dikkatlice gözlemleyiniz. Verdiği vekâleti “mafyokratik” bir davranış biçimi ile gasp etmeye çalışan rant oligarşisine karşı siyasette, ekonomide, basın hürriyetinde, temel hak ve hürriyetlerin korunmasında, hukukun üstünlüğü ilkesinde, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerde “kimlikleri farklı farklı” olsa da “birlikte mücadele eden” kesimlerin demokratik ittifakını rahtlıkla izleyebilirsiniz.

 

Cemal Meray

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...