Red Hack, Doğan Medya Grubu’na ait olduğunu iddia ettiği e-postaları yayımladı

Red Hack: Mehmet Ali Yalçındağ, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi’yle yazışıyor

Red Hack, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak‘a ait olduğu öne sürülen e-posta yazışmalarını yayımlamaya devam ediyor. Red Hack’in yayımladığı e-postalardan sonuncusunun Doğan Medya Grubu Başkanlığı’nı yürüten Aydın Doğan‘ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ ile Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan arasında geçtiği iddia ediliyor. RedHack, Yalçındağ ile Doğan arasında geçtiğini öne sürdüğü e-posta trafiğini, Albayrak’ın da mesajlaşmaya eklendiği iddiasıyla duyurdu.

Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA)  haberinde Mehmet Ali Yalçındağ olduğu iddia edilen kullanıcının Cumhurbaşkanlığı’ da görevli Hasan Doğan olduğu öne sürülen kişiye attığı e-postada “Konu: Ahmet Hakan, Bildiğiniz gibi uzun zamandır Hürriyet gazetesinde yapılan hatalar, yanlışlar ve gazetedeki satış kaybı sebebiyle mevcut genel yayın müdürünün değiştirilmesi gerektiği konusunda 2 aydır çalışmalar yapmaktayım. Sedat (Ergin/T24) değiştiğinde kim olmalı ki ben kefil olayım diye ciddi bir araştırma yapmaktayım. Sonunda benim sorumluluğumda işi yeni birine teslim edeceğim ama beni zor durumda bırakacak biri olmaması lazım” dediği iddia edildi.

DİHA’nın haberinde özetle şu ifadelere yer veriliyor:

Yalçındağ’ın 18 Ağustos’ta “Günlük” olarak ilettiği notunda, “Sağolsun Hasan Doğanın yardımıyla hemen darbe sonrası Sayın CB mızı telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerimi ilettim kendisine sayın başkomutanım diye hitap ettim hoşuna gitti, anayasamızda böyle söylüyor sen de rahatlıkla söyle dedi, gülüştük, çok keyifliydi. Ve telefona AD’ı (Aydın Doğan/T24) verdim. Çok uzun zamandır ilk kez telefonla konuştular. Bence iyiydi. Daha sonra aile fertleri bana teşekkür edeceklerine, ‘bizde zannettik ki CB ı kendi aradı babama teşekkür etti dediler. Küçümsediler işi. Beklentileri sayın CB mızın AD’yi arayıp teşekkür etmesiymiş” dediği öne sürülüyor.

RedHack grubunun, Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait olduğunu öne sürerek servis ettiği maillerde, Doğan Medya Grubu’nun hükümeti bilgilendirdiği, Mehmet Ali Yalçındağ’ın Albayrak’a attığı iddia edilen notlarda görülüyor. Yaptığı çalışmaları ve görüşmeleri Albayrak’a bildirdiği iddia edilen Yalçındağ,’ın 6 Mayıs 2016 tarihinde gönderdiği öne sürülen mailde Başkanlık Sistemi için “herkes ne yapacağını biliyor” dediği iddia ediliyor.

RedHack grubunun,  Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait olduğunu iddia ederek sızdırdığı mailler arasında yer alan bir maile göre, Doğan Medya Grubu’nun hangi gazetecinin hükümete karşı çıktığı, hangilerinin hükümete yakın davrandığı düzenli olarak not edilmiş. Düzenli olarak Bakan Albayrak’a bilgilendirmelerde bulunduğu öne sürülen Doğan Medya Grubu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ’ın 6 Eylül 2016 tarihinde [email protected] mailinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ([email protected]), Turkuvaz Medya Grubu’nun CEO’su ve Bakan Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak ([email protected]) ve Bakan Berat Albayrak’a gece saat 02.25’te gönderdiği iddia edilen bilgi notunda, Jandarma Genel Komutanı Yaşar Güler ile arasında geçen konuşma iddiası şöyle aktarılıyor.

Yalçındağ, “Konu: Jandarma genel komutanı ziyaret” başlığıyla gönderdiği mailde, “Hasan bey iyi akşamlar, 10 gün önce Jandarma Genel Komutanı Yaşar Paşa’ya Ankara’da geçmiş olsun ziyaretinde bulundum. Yanıma Hande Fırat’ı da aldım. Yaşar Paşa şöyle lafa başladı; Mehmet Ali bey eğer Aydın bey sizi tekrar bu göreve getirmeseydi belki de bugün Doğan grubu olmayacaktı. Siz geldiniz grup kurtuldu ama siz de iyi şeyler yaptınız. Teşekkür ederiz. Ama bundan sonra da beklentimiz bu birlik beraberliğe sahip çıkmak. İnşallah bu ayarda gidersiniz dedi. ( bu arada bunları bayağı asker sertliğinde söyledi:) ). Bende emredersiniz komutanım dedim.”

‘İkinci notum’

Mailin “İkinci notum” diye devam edildiği iddia edilen kısmında, şu ifadelerin geçtiği savunuldu:

“Ortak olduğum siber güvenlik şirketi Natek için tebrik etti. Kuran çocukları çok iyi tanırım, bizimle iş yaparlar dedi. Fetö’cü olmadıkları için şimdi daha iyi anlıyorum ki yapın bu şirketle çalışın dediğim bir sürü işi de bunlara vermemiş Fetö’ya yakın olan gruplar dedi. Bende Amerika’da olduğu gibi bu şirketin devletin siber güvenlik şirketi olması gerektiğini ve bu konudaki vizyonumu anlattım. Tamamen katılıyorum ama bunu konuşacağınız tek kişi var Sayın Cumhurbaşkanı’mız, gidin bunu anlatın ve dediğinizi tek kendisi anlar ve yol verir dedi.”

Yalçındağ’ın 13 Mayıs 2016 saat 18:57’de gönderdiği iddia edilen bir başka mailde ise, “Hasan bey kolay gelsin. Geçen gün Sayın Cumhurbaşkanı’mız Hilton Oteline gelmiş. Benim bilgim yoktu, olsa zatıalilerini kapıda karşılardım. Bizimkiler bana haber vermemişler ve Vuslat (Doğan Sabancı/T24) İbrahim Kalın beyle görüşerek haberleşerek orada karşılamak talebinde bulunmuş, hatta Aydın beyle birlikte. Sonra askeri protokol Aydın beyin karşılama Ekibinde olmasının uygun olmayacağını bildirmiş. Vuslat ise İbrahim beyle görüşerek oraya davet edilmiş. Ve gitmiş Beyfendiyi kapıda karşılamış. Olabilir çok normal tabiki. Ama burada bu iş şöyle satılıyor, işte bizde Külliye ile temas kurabiliyoruz. Bu beni biraz sıkıntıya sokuyor. Sadece bilgi vermek istedim. Kolay gelsin.” denildiği öne sürüldü.

‘Ahmet Hakan’a güveniyorum’

Yine 11 Mayıs 2016 saat 21:31’de gönderildiği öne sürülen başka bir mailde, şu ifadelerin geçtiği savunuldu:

“Konu: Ahmet Hakan, Bildiğiniz gibi uzun zamandır Hürriyet gazetesinde yapılan hatalar, yanlışlar ve gazetedeki satış kaybı sebebiyle mevcut genel yayın müdürünün değiştirilmesi gerektiği konusunda 2 aydır çalışmalar yapmaktayım. Sedat değiştiğinde kim olmalı ki ben kefil olayım diye ciddi bir araştırma yapmaktayım. Sonunda benim sorumluluğumda işi yeni birine teslim edeceğim ama beni zor durumda bırakacak biri olmaması lazım.

“Bu arada Vuslat, ‘ben Sedat’a çok güveniyorum benim adamım oldu’ diye Sedat’tan vazgeçmiyor. Sedat benimle yaptığı her toplantıyı Vuslat’a gidip anlatıyormuş diye Sedat’a çok güveniyormuş. Diğer taraftan Aydın bey de nasıl olsa Sedat değişecek diye düşündüğü için kim olmalı ki rahat etsin ve güvensin diye bir çalışma içinde. Ahmet Hakan’ı düşünüyorum dediğinde ben Ahmet ile uzun toplantılar yaptım. Ahmet’te şunun farkındaki biz birbirimizi anlamalıyız ki birlikte çalışalım. Sonunda gördüm ki ben Ahmet’e kefil olabilirim. Benimle çok paralel düşünüyor. Ayrıca sadece size bağlı olursam çalışırım, Vuslat hanım müdahale ederse çalışamam diyor.

“Bugün gazeteciler.com da çıkan haber ilginç. Çoğu doğru. Vuslat’ın kendi yapmak istediği, Aydın beyin olmaz dediği dahil doğru. Vuslat genel yayın müdürü olacakmış. Olmaz dedi. Ben Ahmet ile bu işi yapabileceğimizi düşünüyorum. Düşünmekte fayda görüyorum.”

‘Başkomutanım dedim, hoşuma gitti’

Yalçındağ’ın 18 Ağustos’ta “Günlük” olarak ilettiği iddia edilen notunda, şu ifadelerin yet aldığı öne sürüldü:

“Sağolsun Hasan Doğanın yardımıyla hemen darbe sonrası Sayın CB mızı telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerimi ilettim kendisine sayın başkomutanım diye hitap ettim hoşuna gitti, anayasamızda böyle söylüyor sen de rahatlıkla söyle dedi, gülüştük, çok keyifliydi. Ve telefona AD’ı verdim. Çok uzun zamandır ilk kez telefonla konuştular. Bence iyiydi. Daha sonra aile fertleri bana teşekkür edeceklerine, ‘bizde zannettik ki CB ı kendi aradı babama teşekkür etti dediler. Küçümsediler işi. Beklentileri sayın CB mızın AD’yi arayıp teşekkür etmesiymiş. 03/ağustos Çarşamba akşamı geç saatte Hande Fırat ile birlikte Sayın CB’mızı ziyaretimizden sonra çıkarken Hasan bey Hande ile Aydın beyle birlikte randevu konusunu konuşmuş. Siz isteyin randevuyu bir bakalım dediğini AD ye ertesi gün ilettik. Hande AD’ye demişki Mehmet Ali beyle birlikte olacak. AD 2 gün sonra beni çağırarak bu randevuyu sadece benimle değil Vuslat’ı da yanına alacağını söyledi. Gerekçe olarak Vuslat’ın eşi Ali’nin işlerinin bizim yüzümüzden kötü gittiğini ve bu sebeple de Vuslat da bu oyuna dahil olmak istiyor dedi. Benim yaptığım işe devam edeceğimi Vuslat’ın ise yurt dışında çalışmalar yapmak istediğini ve olan olayların yurt dışında anlatılmasına yardımcı olacağını anlattı. Bende cevaben Vuslat ve Ali daha düne kadar bizden ( AK Partiden ) nefret ederken nasıl gidip yurt dışında bu olanları samimiyetle anlatacak, nasıl Sayın CB mızı, nasıl bu darbeyi, içten anlatacak. Bu doğru bir karar değil hoş karşılanmayacaktır dedim. (…) Daha sonra AD Hande Fırat ile konuşur ve CB randevusuna Vuslat’ı da dahil etmek istediğini anlatır. Hande bunun çok yanlış olduğunu böyle bir şey yaparsanız randevuyu riske atarsınız der. Hatta Hasan Doğan’ın randevu için kesin değil uğraşacağız bir bakalım dediğini hatırlatmış. AD bunun üzerine karar değiştirir ve bana ‘seni de götürmeyeceğim ben yalnız gideceğim’ der. Burada niyet yine iyi giden birşeyi bozmaktır.”

‘Nuray Mert Erdoğan hayranı’

Aynı mailde devamla şunların yazıldığı iddia edildi:

“Ahmet Hakan, Nuray Mert, Arzu ve ben Bodrum’da 12/ağustos cuma akşamı sohbet. Nuray Mert Sayın CB mızın hayranı olmuş, ‘doğru konuşalım olmasaydı mahvolmuştuk’ der. Arzu sorar neden akademisyenler yurt dışında gazete ilanları vermiyorsunuz düşüncelerinizi anlatsanız çok hoş olur. Nuray cevaben çok doğru olur ben bir yoklayayım etrafı der.”

‘Muharrem İnce’ye hayır dedim’

Yalçındağ’ın 10 Mayıs 2016 saat 14:16’da gönderdiği iddia edilen  “Sürpriz ziyaret” mailinde şu ifadelerin yer aldığı öne sürüldü:

“Yalova Milletvekili Muharrem İnce ziyarete geldi. Meral hanımın çıkışının siyaseti hareketlendirdiğini bunun arkasından CHP de de değişimin önünün açılacağını bunun bir fırsat olduğunu, bu fırsatı iyi kullanırsak Başkanlığın önünün tıkanacağını ve vakit geçirmeden bu projeye destek olunması gerektiğini, burada da Doğan medya ve hürriyet in çok önemli konumda olduğunu anlattı. Başkan olunduğu takdirde artık Türkiye’nin kötü günlere geçeceğini ve yapılacakların durdurulamayacağı anlattı. Hadi destek olun yapalım şu işi çıkarın beni ortaya dedi. Bu işi yapacak tek kişi kendisinin olduğunu ifade etti:)))

Benim cevabım; Medyanın siyasete karışmasının doğru olmayacağını, siyaseti yönetmeye kalktığımız için çok prestij kaybettiğimizi söyledim. Nasıl olsa bir gün Kılıçlaroğlunun yerine geçme şansının olduğunu böyle işleri biraz zamana bırakmakta fayda olacağını anlattım. Yok yok hemen acele yapıp durduralım Tayyip beyi diyor:)). Diyecektim ki en yanlış adrese geldiniz, ama kendimi tuttum, Hayırlısı olsun bir bakalım dedim, ayrıldık. Kolay gelsin.”

‘Başkanlık rejimine açık destek ‘

6 Mayıs 2016 tarihli Hürriyet gazetesi manşeti

6 Mayıs 2016 tarihli Hürriyet gazetesi manşeti

Yalçındağ’ın aynı mail adresinden 6 Mayıs 2016’da gönderdiği öne sürülen mailde Doğan medya grubunun yeni yayın dönemine ilişkin şu bilgileri verdiği iddia ediliyor:

: “(…) Bu dönemde grubumuzla ilgili artıların ve eksilerin muhakemesini yaparsak hepimiz için faydalı olur.(…) Net olunması gereken 2 konunun Paralel ile mücadelede ve Başkanlık sistemi olduğu kanaatindeyim. Alınan bu değişim kararının 1 gün, 1 hafta, 1 ayda değil uzun süre önce alındığını biliyoruz. Her türlü ayrıntısına kadar planlandı ve en doğru zaman beklendi. Şu anda AK Parti ve Sayın Tayyip Erdoğan en güçlü olduğu günleri yaşıyor. Hem içerde hem de dışarda. Türkiye’nin bir numaralı konusu olan Terörle mücadelede yol haritası başarıyla sürdürülüyor. Motor ısındı bundan sonra durması mümkün değil. Ancak tam temizlik olduğunda motor kapanacak, bu konuda herkes ne yaptığını ve ne yapacağını biliyor. Yeni Başbakan ile 1 yıla kalmadan Partili Cumhurbaşkanı veya Başkanlık modelinin gelmesi için çalışılacak. Son olarak bugün Hürriyet gazetesinin manşetini büyük sorumsuzluk ve düşmanlık olarak görüyorum. İş bitmiş gitmiş neye yarayacak bu manşet anlamakta zorluk çekiyorum. Kafasızlığın daniskası Sedat’ın yaptığı. Yine bir çuval inciri berbat ettiğimizi düşünüyorum. Yazık.”

Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek yazışması

21 Nisan 2016 saat 00.04’te gönderildiği öne sürülen bir mailde şu ifadelerin geçtiği öne sürüldü:

“Konu: Üstat. Üstat selam, Deniz Zeyrek düşman. Elimden geleni yaptım. Cnntürk de haftada 5 den 2 ye düşürdüm. Ne kavgayla. Efendim Hürriyet Ankara temsilcisine bunu yapamazmışım. Vuslat ve Sedat öyle diyormuş deniz de bu böyle dedi. Ama sonunda düştü 2’ye. Ama ne mücadele. Ankara’da kimse görüşmüyor diyorum bu arkadaş olmaz diyorum. Binali bey diyorki her gün beni arıyor. Sonunda geçen hafta Binali bey ona konuştu. Deniz havaya girdi. Dün Binali beye haber yolladım, Deniz’i neydeyse yolluyordum adamı kurtardınız diye. Bu sabah Enerji Bakanımız tüm Ankara temsilcilerini çağırmış Deniz hariç. İçine su serpildi. Süper oldu. Sedat Ergin aradı Deniz çağrılmamış çok üzüldük dedi. İyi dedim. Üstat ben burda uğraşıyorum ama bir koordinasyon içinde olmamız lazım. Bu kardeşin burada tek başına mücadele ediyor ama yalnızım, sen ciddiye almıyorsun ama tek başıma strateji yapıyorum. Nasıl olacak böyle bilmiyorum vallahi. Yalnız da kalsam mücadeleye devam edeceğim ben pes aüetmem. Eyvallah”

Yine 21 Nisan 2016 saat 00.09’da gönderildiği öne sürülen başka bir mailde şu ifadelerin geçtiği savunuldu:

Konu: Yine ben. Üstat, Ben bu projede gücümü 3 kişiden alıyorum. Beyfendi, Berat bey ve sen. Üçünüzle de görüşmeyince benim gücüm azalıyor, ne olur anlayın beni. 10 gün önce Sayın Cumhurbaşkanı’mız Kandil için cevaben arayınca biraz toparladım çünkü aydın bey ile akşam yemeğindeydim şahane oldu. Ama konuşmamız lazım. Kalbimde ritm bozukluğu var inanmıyorsun bana. 

T24

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...